AfD’mi? Bir bu eksikti!
Almanya sonunda seçimini yaptı. Sandıktan yine Merkel galip çıktı ancak bu defa manşetler biraz farklı. Zira tablo, önceki 3 döneme benzemiyor.
Alman basını seçim sonuçlarını, ‘Acı Zafer’ ya da ‘Tarihi Kayıp’ gibi manşetlerle gördü.
Merkel’in başına olduğu Hristiyan Demokrat Birliği %8,5’luk oy kaybıyla da olsa 4. kez sandıktan birinci çıktı. %32,9 oy alan Merkel yine şansölye olacak.
Sosyal Demokratlar yine 2. sırada ise %5,2’lik oy kaybıyla, %20,5’te kaldı.
Peki Almanya’nın en büyük iki partisinin kaybettiği oylar nereye gitti?
Büyük ölçüde AfD kaptı bu oyları. Yani neo-naziler de diyebiliriz. Hitler’den bu yana ilk kez Bundestag’da (Alman Meclisi’nde) sandalye kazandılar… %12,6’lık oy oranıyla (94 sandalye) 3. parti olarak Meclis’te yerlerini aldılar.
AÇILIMI: ALMANYA İÇİN ALTERNATİF
2005’te kurulan aşırı sağcı Alman partisi Afd, neo-nazi söylemleriyle dikkat çekiyor. Malumunuz dünya sağa çekiyor. Bütün ülkeler, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, aşırı sağcı-popülist bir yaklaşımın rüzgârına kapılmış vaziyette.
Bu rüzgâr Merkel’i de salladı ama yıkamadı.
Şu anda Almanya nasıl koalisyon kurulacağından ziyade, AfD nasıl bu kadar oy alabildi onu tartışıyor. Dünya ve piyasalar da bu gelişmeyi tedirginlikle seyrediyor.
Biz iki konuyu da birlikte ele alalım.
Her zamanki gibi Almanya’da koalisyon kurulacak.
Buradaki koalisyondan kötü bir şey anlamayın. 49’dan beri ülkeyi koalisyonla yönetiyorlar zaten. Ancak bu defa işleri o kadar kolay olmayacak gibi.
2. parti Sosyal Demokratlar, Merkel’in koalisyon için çalacağı ilk kapıydı. Ancak bu defa cevap farklı oldu. ‘‘Biz kurulacak hükümette yer almak istemiyoruz. Bugüne kadar bu yüzden kaybettik’’ diyerek koalisyon kapısını kapattı Schulz.
Merkel’in şimdi tek seçeneği var: Jamaika Koalisyonu
Kendi partisi Hristiyan Birliği %32,9
Ve iki ortak:
Hür Demokratlar (4. Parti) %10,7
Yeşiller (5. Parti) %8,9
386 sandalyeyle böyle bir üçlü koalisyon kurulması en güçlü ihtimal gibi görünüyor. Merkel, Aralık ayı ortasına kadar bu işi bitirmek istiyor.
AfD? TABİ Kİ HESABA KATILMIYOR
Merkel, kendisini vatan hainliğiyle suçlayan AfD ile aynı masaya oturmaz. İnşallah mecbur kalmaz.
Neo-naziler, koalisyona alınmayacak orası aşikâr da…
Nasıl oldu da bu kadar oy aldılar? Koalisyon kurulup kurulamamasından ziyade asıl tehlike bu adamlar. Bu adamların büyümesi.
Merkel her ne kadar, AfD’nin Almanya için sorun olmayacağını, kimsenin tedirgin olmaması gerektiğini söylese de neo-nazilere akan oyu engelleyemedi. Sadece o değil Sosyal Demokratlar da öyle.
Cevabı basit aslında. Alman vatandaşları bu iki büyük partiden bıktı ve seçimde onları cezalandırdı. Sağlam bir ders oldu. Acaba ortaya çıkan sonuçtan kendileri de ürkmüş müdür? Merak ediyorum. Gerçi AfD’nin aldığı oyları protesto etmek için baya sokaklara dökülenler var. Ürktüler desek de yeridir.
NEDEN BIKTIKLARINA GELİNCE
Hayat giderek pahalanırken ve maaşlar buna mukabil artmazken, sığınmacılara yapılan harcamalar seçmenin gözüne battı.
İşte tam bu noktada AfD devreye girdi. İki büyük partinin çözüm üretemediği, krizi yanlış yönettiği noktada AfD, ‘Polisimiz, sınırlarımızdan içeri gireni vursun’ çıkışıyla rüzgârı arkasına aldı.
Avrupalı giderek korkmaya ve hırçınlaşmaya devam ediyor. Zincirin son halkası Almanya oldu.
Hemen hemen hepsinin gerekçesi de ortak:
Sığınmacı sorunu, İslamofobi ve ekonomik sıkıntılar vs.
Kimi Almanlar da pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi AB çatısı altında yaşamanın kendi değerlerini gölgelediğini düşünüyor.
Daha da ayrıntılı bir izah için 17 Mart 2017 tarihli yazımı da bir köşeye sıkıştırmış olayım. https://www.gazeteilksayfa.com/avrupa-saga-cekiyor-2077yy.htm
İşte tüm bunlar içe dönme, özüne dönme arzusu oluşturuyor. ‘Yerli ve Milli’ bir söylem içine giren bu süreçte kazanıyor. Bunu geç de olsa gören Merkel, biraz bizimle de dalaşarak telafi içine girdi ama yeterli olmadı.
Tüm bu dalaşlar, bugün politik birer menfaat amacıyla yapılsa da toplumun tabanına yayıldığı anda (ki bence yayıldı) daha büyük bir tehlike oluşturur. AfD’nin bu seçimlerde aradan sıyrılması bu tehlikenin sadece başlangıcı.
Artık tüm dünyanın aşırı sağcı-popülist söylem karşısında mesajı alması şart. Bu noktada yapılması gereken; çözüm odaklı, kimlik kavgasından uzak politikalar yürütmek olsa gerek.
Nefret daha fazla nefreti doğuruyor.
Bunun sonu malum…
Herkes kaybeder. İnşallah Almanlar da durumdan yeterince ürkmüştür. Ürkmeliler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.