İslam Birliği ve İslam devletlerinin yönetimleri
Bugün ki Müslüman ülkelerle İslam Birliğini kurmak mümkün değildir. Pekâlâ, “çözüm nedir?” diyecek olursanız, çözüm Müslüman ülkelerde Müslüman şuurlu topluluklar desteklenmeli, bu topluluklar Müslüman ülkelerde hâkimiyet kurmalı, idarede söz hakkına sahip olabilecek kadar güçlü olmalıdır. Aksi takdirde sömürge valisi gibi ülkelerine devlet başkanı olarak atananlarla bu birlik oluşturulsa bile işleyişte çok büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Mesela birinin beyaz dediğine, diğerinin kara demesi çok yüksek ihtimaldir.
İslam birliğinin amacı yedi buçuk milyar insanın saadetini temin etmektir. Bu birliğin diğer amacı da hakkı hâkim kılmaktır. Düşünün yarım asırdır AB diye bir birlik var ama dünyada henüz adaleti sağlayabilmiş değil. 3-Müslüman Ülkeler Savunma İşbirliği Teşkilatı (NATO yerine) İslam âleminin son umudu, son kalesi olarak mutlaka İslam Natosunun kurulmasına öncülük etmeliyiz. Silahlarımızı kesinlikle kendimiz yapmalıyız. Batılı ülkelerden silah almaya devam ettiğimiz sürece bağımsız olamayız.
Müslüman ülkeler kendi savunma sanayilerini kurmalıdır. Bakın güncel olması münasebetiyle, Nato’nun yükünü kaldıran ülke olarak bilinen ABD, PKK terör örgütüne binlerce tır silah yardımı yaparken Türkiye’ye bu silahları parayla dahi satmıyor.
Hiç şüphesiz bir buçuk milyarlık İslam âlemi, İslam Natosunu kurabilecek güçtedir. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Yeter ki bu konuda kararlı olunsun.
İslam Natosu kurulduğu zaman ne olacak, İslam ülkelerine ne gibi bir faydası olacak?
İslam Natosu kurulunca tüm İslam âlemi kendi savunma sanayisini planlayabilecek. Kendi silahını kendi savunma sanayisini geliştirebilecek. Hiçbir batılı devlete, silah alabilmek için el avuç açmak zorunda kalmayacak.
Merhum Erbakan hocamızın bazı konuşmalarında üzerine basa basa ifade ettiği teknolojiyi bugün gelinen noktada geliştirebilir miyiz?
El- cevap; Ekonomi güçlü olursa elbette geliştirilebilir. Pekâlâ, İslam ülkeleri bunu başarabilir mi derseniz, işte bu noktada ben bugün ki İslam dünyası için o kadar iyi niyetli olduğumu söylemem mümkün değil. Çünkü şuan idareleri tabiri caizse sömürge valilerinin elinde. Dolayısıyla ekonomileri de pek de iyi sayılmayacak durumdadır.
Pekâlâ, niçin İslam Natosu?
Dünyada komünizm tehlikesi varken bizi sınırlarında emir eri gibi kullanan NATO üyesi ülkeler, komünizm tehlikesi geçince bu sefer de teşkilatın sekreteri çıkıp, yeni düşmanın yeşil (İslam) olduğunu ifade etmişti.
Bir kere şuan ki Nato’yu sorgulamamız gerekiyor. Bugün ki NATO İslam coğrafyasındaki hangi zulme engel olmuştur? Bunu sorgulamalıyız ki neden hala bu birlikte ( NATO’da) ısrar edildiği sorusuna yanıt bulalım. İşte bu noktada şunu açık yüreklilikle ifade edebiliriz; İslam Natosu kurulduğu zaman, bütün insanlık için adaleti, hak ve hürriyeti tesis etmeyi hedefleyecektir.
Ümmet-i Muhammed olarak siyonizmin kurduğu Nato"ya mı güvenmeliyiz, yoksa İslam Natosunu mu kurmalıyız?
Bu soruyu Kur’an’a sorduğumuzda yüce rabbimiz bize şu cevabı veriyor:
"Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.” (Enfâl: 8/60). Ayeti bize bu konuda en doğru yolu tarif etmektedir. Kur’an bizim rehberimizse kur’an’ın tarif ettiği bu yolu mutlaka takip etmeliyiz.
Vel-hasılı kelam uzun sözün kısası yaşadığımız teknoloji çağında caydırıcı güç, nükleer güçtür (silahlardır). Bu caydırıcı güç niteliği taşıyan nükleer silahlar ABD, İsrail, İngiltere, Çin, Fransa, Rusya, Kuzey Kore… Gibi ülkelerin ellerinde varsa, bu silahlardan İslam Birliği’ne üye olan ülkelerin elinde de mutlaka bulunmalıdır.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.