Türkiye’de politika, girift bir ilişkiler yumağının, herkesin işine geldiği yerinden tuttuğu ve yumağı çözmek yerine tuttuğu yeri düğümleyip her şeye daha karmaşık bir hal aldırdığı, çözümün soruna evrildiği bir vasatta ilerliyor. Milletin kafasındaki istifhamları gidermek adına söz söylemesi gereken politikacıların söyledikleri her sözün ardında yeni istifhamlar oluşturması da Türkiye’de artık sözün yalama olduğunu gösteriyor.

Bir ülkede politikacılar sorunları çözerek siyaset üretmek yerine sorunları derinleştirerek siyaset üretmeye çalışıyorsa asıl problem temelde siyasetçilerde değil siyasetin kurumsal yapısındadır.

Bugün HDP hariç Türkiye’de ki her siyasi parti PKK’nın terör örgütü olduğunu, Apo’nun terörist başı olduğunu söylemekte tereddüt etmemektedir. Ancak siyasi partilerin kendi politik vizyonları içerisinde HDP’yi konumlandırdığı yer aynı değildir. Buda baştan bozuk siyasi sistemin daha önceki dönemlerde de görmeye alışık olduğumuz biçimiyle bugüne tezahür etmesidir.

Lafı dolandırmadan HDP’nin PKK’nın siyasi organizasyonu olduğunu söylememiz siyasetçilerin üç maymunu oynamasına rağmen milletimiz ekseriyetinin görüşüne ses vermek olacaktır. Bugün kısır siyasi hesapları yüzünden HDP’yi siyasetin merkezine yürüten ve daha da güçlendiren siyasi partiler yarın Türkiye’de önü alınamaz problemlerin müsebbibi olacaklarını unutmamalıdır. İktidarın HDP yoluyla muhalefeti şeytanlaştırmak ve terörize etmek adına HDP varlığına göz yumması, muhalefetin ise iktidarın açtığı bu alanda 3-5 oy fazla almak kaygısıyla HDP’yi siyasallaştırma çabası kabul edilemez! Terör örgütünün siyasi ayağı olan, her gün sıradağlar gibi vatan evlatlarının şehit olmasına neden olan bir yapının her ne nedenle olursa olsun kapatıl(a)maması siyasetin hesabını vermesi gereken bir konudur. Ülkemiz için en büyük hassasiyeti göstermemiz gereken terör bahsinde günlük siyasi hesapların, memleket kaygısını geçmesi affedilemez bir olgudur.

Anayasa Mahkemesi re’sen inceleme başlatmadan mecliste grubu bulunan siyasi parti genel başkanlarının HDP’nin kapatılması için talepte bulunmamaları da bahse konu siyasi yozlaşmışlığın bir başka kanıtıdır. Ben bütün siyasi partileri samimiyetle terörün her unsuruna karşı birlikte olmaya ve terör üzerinden siyasi kurgu yapmamaya davet ediyorum. Bundan zarar gören muhatabınız siyasi partiler değil memleket olacaktır. Eğer oturduğunuz makamlar millete hizmet için var ise oturduğunuz makamların hakkını vermek vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne kast edenlerle mücadele etmektir. Bu siyasetin değil mensubu olduğunuz milletin sizlere yüklediği vazifedir!