
Hayat Pahalı, Umut Bedava
Sabah alarm çaldığında kalkmak artık sadece bir rutin değil, adeta bir mücadele. Gözünü açar açmaz düşünmeye başlıyorsun: Bugün neye nasıl yetireceğim? Hangi faturayı öne alacağım? Çocuğun okul masrafları ne olacak? Kahvaltı masasına oturmadan önce zihninde kurulan bu hesaplar, bir günün değil, aslında bir hayatın özeti gibi. Her şey pahalı, her şey zor… Ama işin garibi, her şeye rağmen yaşamaktan da vazgeçmiyoruz. Çünkü umut, tüm bu zorlukların ortasında hâlâ sığındığımız en güçlü liman.
Ayın sonunu getirebilmek artık bir beceri değil, tam anlamıyla bir hayatta kalma sanatı. Eskiden lüks sayılan değil, temel ihtiyaç olan şeyler bile erişilmesi zor hale geldi. Et, süt, peynir… Bunlar artık her evin değil, sadece bazılarının sofrasında yer bulabiliyor. Ama bu durum ne ilk ne de son olacak gibi görünüyor. Çünkü ne yazık ki bu ekonomik çalkantı, bir süredir hayatlarımızın ortasında kocaman bir dağ gibi duruyor. Ve biz, bu dağın etrafından dolanarak değil, içinden geçerek yürümek zorunda kalıyoruz. Eskiden çocukken sokakta misket oynayan bizler, şimdi çocuklarımızın gelecek kaygılarına şahit oluyoruz. Üniversite mezunu gençler iş bulamıyor, çalışan insanlar da aldıkları maaşla sadece ayakta kalmaya çalışıyor. Tatile gitmek, dışarıda yemek yemek, bir kafede oturmak…
Bunlar artık birer “lüks”. Bir şey almak değil, sadece bakmak bile yetiyor artık. Vitrinler güzel ama eller boş. Cüzdanlar hafif, yürekler dolu. Ama tüm bunlara rağmen bazı şeyler hâlâ değişmedi. Mesela sabah güneş doğduğunda içimizi ısıtması, çocuklarımızın yüzündeki saf gülümseme, komşunun kapıyı çalıp “Bir şeye ihtiyacın var mı?” demesi… İşte bu küçük şeyler, hayata tutunmak için bize güç veriyor. Bir bardak çayın yanında edilen muhabbet, bir dostun “yanındayım” demesi, yolda karşılaştığın tanıdık birinin içten selamı… Bunların hiçbirinin maddi değeri yok, ama hepsi birer umut kaynağı.
Umut, insanların hayatta kalma motivasyonudur. Belki şu an elimizde çok şey yok ama yarın için hayal kurabiliyoruz. Gelecek güzel günlerin hayalini taşıyoruz kalbimizde. Belki bugün marketten çıkarken torbamız hafif, ama içimizde ağır bir direnç var. Çünkü biliyoruz ki, bu zor günler geçecek. Bu karanlık, elbet yerini güneşe bırakacak. Bazı insanlar “bu kadar zorlanmaya ne gerek var?” diye sorabilir. Ama biz biliyoruz: Hayat, sadece kolay zamanlardan ibaret değil. Zorluklar da öğretir, büyütür, dayanışmayı hatırlatır. İşte bu yüzden sabrediyoruz, bekliyoruz, çabalıyoruz. Çünkü bir gün, her şeyin daha güzel olacağına inanıyoruz.
Hayat pahalı olabilir. Evet, artık neredeyse nefes almak bile maliyetli gibi geliyor. Ama umut… O hâlâ bedava. Ve biz, o umudu kaybetmediğimiz sürece, en zor şartlarda bile hayata tutunmaya devam ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.