Adem Öztürk

Adem Öztürk

İnanç ve Güven… Enflasyonla Mücadelede Halkın Desteğinin Önemi

İnanç ve Güven… Enflasyonla Mücadelede Halkın Desteğinin Önemi

Ekonomik darboğazlar ve enflasyonist ortamlar, toplumların refah düzeyini olumsuz etkileyerek yaşam kalitesini düşürür. Devletlerin ve toplumların yegâne amacı, fiyat istikrarı ve arz-talep dengesini sağlamak, yüksek refah düzeyi ile yaşam standardı oluşturmaktır. Ancak enflasyonist baskılar ve ekonomik düzensizlikler, sadece ekonomi alanında değil, aynı zamanda sosyal alanda da ağır yaralar açar.

Bu yaraların tamiri zaman alır ve hem ekonomik hem de sosyal maliyetleri ortaya çıkar. Ülkeler, ekonomik sıkıntılarla mücadelede yalnızca yöneticilerin ekonomi alanında alacağı tedbirlerle başa çıkamazlar. Problem ortaktır; çözüm de tüm toplumun içinde olduğu ortak mücadele ile sonuçlanacaktır.
Hükümetlerin ekonomik alanda alacağı kararlar, hastaya kısa süreli pansuman görevi yapacak, ancak hastalığın merkezine giden ve tedavi eden sonuçlar ortaya çıkarmayacaktır. Hastalığın tedavisi, ancak topyekûn mücadele ile mümkündür. Topyekûn mücadele, hem enflasyon canavarına kalıcı sonuç alınmasını sağlar hem de enflasyonun ortaya çıkarması muhtemel sosyal problemleri önleyici tedbir olarak ortadan kaldırır. Bu bağlamda, hükümetlerin halkın desteğini almadan enflasyon mücadelesi yapma hatasına düşmemesi gerekmektedir.

Enflasyon, sadece ekonomik tedbirlerle mücadele edilecek basit bir problem değildir. Enflasyon, gelir dağılımını bozar, ani fakirleşme ve zenginleşmeye sebep olur, haksız kazancın meşrulaştığı zeminlere fırsat verir. Bu da sosyal birlikteliği bozar ve sosyal bütünlüğü bozulan toplumlar, yok oluşa ve yıkılmaya doğru koşar adımlarla ilerler.

Enflasyon, ekonomik bir problem olmanın ötesinde, sosyal yapıyı da derinden etkileyen bir olgudur. Yüksek enflasyon dönemlerinde, gelir dağılımındaki adaletsizlikler artar ve toplumsal huzursuzluklar baş gösterir. Ani fakirleşme ve zenginleşme, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirir ve sosyal çatışmalara zemin hazırlar. Haksız kazançların meşrulaştığı bu ortamlar, toplumsal dayanışmayı zedeler ve sosyal bütünlüğü bozar.

Enflasyonun ekonomik boyutları kadar sosyal boyutları da önemlidir. Enflasyonla mücadelede, halkın desteği olmaksızın alınacak ekonomik tedbirler yetersiz kalacaktır. Halkın desteği, ekonomik politikalara olan güvenin artırılması ve uygulanan tedbirlerin etkinliğinin sağlanması açısından kritiktir. Bu nedenle, hükümetler, halkın güvenini kazanarak enflasyonla mücadele stratejilerini belirlemelidir.

Hükümetlerin enflasyonla mücadelede başarıya ulaşabilmesi için halkın güvenini kazanması ve desteğini alması şarttır. Güven ve istikrar, mücadelenin olumlu sonuçlanmasını sağlayacaktır. Halkın, hükümetin aldığı ekonomik tedbirlere güvenmesi, bu tedbirlerin etkinliğini artıracak ve enflasyonla mücadelede başarı şansını yükseltecektir.

Güven ortamının oluşturulması, halkın ekonomik politikalara olan inancını pekiştirir ve alınan tedbirlerin sosyal kabulünü sağlar. Halkın desteğiyle yürütülen mücadele, daha kalıcı ve sürdürülebilir sonuçlar doğuracaktır. Bu bağlamda, hükümetlerin şeffaf ve hesap verebilir politikalar izlemesi, halkın güvenini kazanmak açısından büyük önem taşır.

Enflasyonla mücadelede başarılı olmanın bir diğer yolu da adil ve eşitlikçi bir vergi sistemi ve evrensel hukukun üstünlüğüne dayalı bir hukuk sistemi tesis etmektir. İçerisinde hakça paylaşım, adil ve eşitlikçi vergi sistemi, evrensel hukukun üstün olduğu bir hukuk sistemi ve insana değer veren bir eğitim sistemi barındırmayan ve salt ekonomik tedbirlere dayalı çözümler, bir müddet sonra daha büyük sorunlar olarak ortaya çıkar.

Adil bir vergi sistemi, enflasyonun olumsuz etkilerini azaltmak için önemli bir araçtır. Vergi sisteminin adil ve eşitlikçi olması, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri minimize eder ve toplumsal huzurun sağlanmasına katkıda bulunur. Ayrıca, evrensel hukukun üstünlüğüne dayalı bir hukuk sistemi, ekonomik ve sosyal yapının sürdürülebilirliğini sağlar ve dış sermayeyi çekerek enflasyonla mücadelede etkin bir rol oynar.
Enflasyonla mücadelede, toplumsal bilinçlenme ve eğitim de büyük önem taşır. Halkın, enflasyonun sebepleri ve sonuçları hakkında bilinçlendirilmesi, mücadeleye aktif olarak katılımını sağlar. Eğitim sistemi, ekonomik okuryazarlığı artırarak, halkın ekonomik politikalara olan güvenini ve desteğini pekiştirir.

Ekonomik okuryazarlığın artırılması, halkın enflasyonla mücadelede alınan tedbirleri daha iyi anlamasını ve bu tedbirlerin etkinliğine katkıda bulunmasını sağlar. Bu bağlamda, eğitim sisteminin, insana değer veren ve ekonomik bilinçlenmeyi artıran bir yapıda olması gerekmektedir.

Enflasyonla mücadelede halkın desteği, başarının anahtarıdır. Hükümetlerin, halkın güvenini kazanarak, adil ve eşitlikçi politikalar uygulaması, toplumsal dayanışmayı ve ekonomik istikrarı sağlar. Enflasyon, sadece ekonomik tedbirlerle mücadele edilecek basit bir problem değildir; sosyal boyutlarıyla da ele alınmalı ve topyekûn bir mücadele anlayışı benimsenmelidir. Güven ve istikrar ile halkın desteğiyle sağlanacak, enflasyonla mücadelede kalıcı ve sürdürülebilir sonuçlar elde edilecektir.

İnanç ve güven mücadelenin en temel noktasıdır. Kurtuluş savaşında kazanan inanç ve güven olmuştur. En ağır tedbirlere rağmen millet mücadeleye olan güveni ve inancı sayesinde kazanmıştır. Eğer enflasyon illetinden bir daha karşılaşmamak üzere kurtulmak istiyorsak millet olarak inanarak ve güvenerek mücadele etmeliyiz…
Saygılarımla,

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR