Tarihten bu güne sivil toplum ve mevzuat
Sivil toplum rölüne etki eden en önemli Aktör mevzuattır. Mevzuat devlet ve sivil toplum arasındaki köprüdür. Sendikaların toplu SÖZLEŞME yönetmeliklerinin değişmesi ile memurların hak taleplerini Örgütlü bir yapı ile iş verene, yani devlete sunan önemli bir alandır mevzuat.
Gelişmiş ülkelerde Örgütlü Yapıların temeli devletçilik geleneğinin olmazsa olmazıdır. Sosyal dokunun devlete sirayet etmesi yine bu alanla mümkündür.
Sendikal Yapılanma, kısaca sivil toplum olabilme işci Sendikaları için eski, memur Sendikaları içinse yeni bir kavramdır.
Özellikle 1998 yıllarında etki alanı daha fazla olan ve 2000 li yıllardan sonra her alanda oluşması hedef haline getirilen sivil toplum gerçeği, din ve diyanet Alanında bir çok karşı çıkmayı Göze alarak kuruluşunu tamamlamıştır.
Osmanlı Döneminde Gaziyan-ı Rum, askerler için, Ahiyan-ı Rum inanç temelli sivil bir Örgütlenme, bacıyan-ı Rum kadınlarla ilgili sivil örgütlenme, abdalan-ı Rum ,erenleri ilgilendiren örgütlenme gibi Osmanlı'nın ilk kuruluş aşamasından itibaren sivil toplum geleneği olarak devreye girmiştir.
Bunlara ilave olarak, Her esnaf grubunun, günümüzdeki “esnaf odaları”na benzeyen bir örgütlenmesi vardır: Bu örgütlenme biçimine “lonca” denir. Tarım ülkesi konumunda olan Osmanlı için memur yapılanması gelişmesini geç tamamlamıştır.
Bugün olduğu gibi o gün de "Daha iyiye nasıl gidilebileceği yolunda" fikir alışverişinde bulunurlar, bir takım kararlar alırlardı.
Hatta dargın esnafları barıştırır, esnaf arasında çıkan ufak tefek davaları, kadıya havale etmeden hallederlerdi.
Her esnaf kuruluşunun “Orta Sandığı” denen bir yardımlaşma sandığı vardı. Sandığın geliri aidatlardan, teberrulardan, çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçenlerin ödemesi gereken meblağlardan oluşurdu.
Ekonomik sıkıntıya giren esnafa bu kaynaktan yardımcı olunurdu.
Her mahallede bulunan “Avarız Vakfı” da, sivil bir oluşumdu. Mahalleli vakfın doğal üyesiydi.
Mahallenin ihtiyacı olan yatırımlar bu vakfın kaynaklarından karşılanır, güvenilir insanlardan oluşan Vakıf Mütevelli Heyeti, mahalledeki muhtaçları gözetir, borç yüzünden hapse düşenleri tespit edip kurtarır, ayrıca küçük ihtilâfları hallederdi.
Akla gelebilecek her konuda vakıf kurulmuştu. 36 bin civarında vakıf Osmanlı toplumsal yapısının en önemli dayanaklarından biriydi.
Büyük çoğunluğu hiçbir resmi sıfatı olmayanlar tarafından kurulmuş halk vakıflarıydı ve bugünkü derkenler gibi çalışırlardı.
Tarikatları da bu çerçevede ele almak gerekiyor. Tarikatlar dini amaç gütmekle birlikte, sosyal hayatla da ilgiliydiler. Sadece zikirle değil, fikirle de meşgul olurlar, toplumun fikri plânda gelişmesine katkıda bulunurlardı.
Keza, tekke, zaviye ve dergâhları da yine aynı çerçevede görmek lâzım… Tamamen sivil bir zeminde hizmet görür, idareyi eleştirir, halka yol gösterir, nasıl daha iyi olacağına ilişkin görüş alışverişinde bulunulurdu.
Son zamanlarda ise hem cemiyetçilik (dernek vs) gelişti, hem de gazete ve mecmua başta olmak üzere sivil iletişim araçları yaygınlaştı.
1800’lerin ortasından itibaren önce devlet, daha sonra ise Namık Kemal ve Ali Suavi çıkardıkları gazetelerle halkı olup bitenlerden haberdar etmeye başladılar.
1908-1909 yıllarında Osmanlı toprakları üzerinde 200’ü aşkın günlük gazete çıkıyordu…
Cumhuriyet sonrasında hem gazete, hem okur sayısı geriledi. 1935’te ülkede 38’i günlük olmak üzere 116 gazete basılıyordu.
Özellikle kurtuluş savası öncesi avrupa siyasetini öğrenmeleri için Gönderilen Aydınların birer edebiyat dehası olarak geri dönmeleri, devletçi Geleneğin ve Bürokrasi alanındaki kalitenin düşmesine sebep olmuştur.
Osmanlı sonrası tek parti Dönemleri belli zümrelerin sivil toplum olabilmesine geçit vermiş, bazı kesimler içinse bu konunun tartışılması dahi mümkün görülmemiştir.
Diyanet Alanında sivil Yapılanma, Örgütlenme Gereği 1998'in ilk çeyreğinde başlatılmıştır. Atılan adımlar karşısında din görevlilerine sendikal hak kavramı çok abartılı gelmiş " din görevlilerinin böyle bir Hakkı olması mümkün değildir" denilmiştir. Hatta sivil toplum geleneği olan grev hakları noktasında, Hakkınızı almazsanız "namaz mı kıldırmayacak" tarzında lakayt yaklaşımlar sergilenmiştir.
Ilk kuruluş aşamasında dahi mevzuat kavramı yine devrede, devlet ile sivil toplum mevzuatın gereğini yerine getirmişlerdir.
Dah sonraki dönemlerde diyanet Alanında İstanbul ve Ankara'da olan iki Örgütlü yapı bir araya gelmiş diyanet-sen kurulmuştur.
Mevzunun mevzuatla aşılacağı dönemler Ahmet yıldız Başkanlığında aşılmıştır. Kendisinin avukat olması, mevzuata hakim olabilmesi, bugün diyanet senin Kuruluşu için önemli bir faktördür.
Evet sendikal Yapılanma için mevzuat önemli bir etkendir. Devlet ile çalışan arasındaki Köprüyü sağlayan yetkili sendika Statüsü, etkili be verimli bir mevzuat anlayışıyla sonuç alabilir.
Mevzuat sendikal yapılanmanın Ömür iliğidir. Kazanımsız, elde edilemeyen hak konusu kısır sendika kavramını hatırlatacak bu durumun etkisi ise anında sendikaya yansıyacaktır.
Son yapılan toplu Görüşmelerde alınan haklar, yetki sahibi olan 11 sendika Tarafından Üyelerine iletilmiştir. Diyanet-Sen olarak kazanımlarımız kitapçık haline getirilip şube yönetimlerine gönderilmiştir.
Ilk kurulan ve ilk yetki alan sendika olması nedeniyle kazanımlarda diğer yeni sendikalara rağmen büyük ivmeler kazanmış, yeni dönemler için kazanımlarım devam edebilmesi için çalışmalar hızlandırılmıştır.
Özellikle bilinmesi gereken sendikaların "karar organı" değil "talep organı" olduğudur. Devletin ya da bağlı kurumun çalışanı için aldığı kararlarda doğru ya da yanlış yapıp yapmadığı en hızlı tepkimeyi veren sendikalar sayesinde sağlanmıştır. Buna örnek verirsek; din Görevlileri için çıkarılan "rotasyon" kararı karşısında ilk tepkisini koyan Diyanet- Sen sayesinde Diyanet Işleri Başkanlığı verdiği karardan vazgeçmiş bizzat başkan Tarafından ; artık Alınacak olan kararlarda sendikaların Görüşleri alınmalıdır" söylemi sivil toplum yapılanmasının haklılığını kanıtlamıştır. Bu haklılık sendikaların mevzuat alanındaki hakim rolünü güçlendirmiştir.
Son olarak şube Yönetimi'nde mevcuttan sorumlu başkan yardımcılarımızın yerel yönetimlerde kendi alanımızda ilgili olan mevzuat konularında sürekli dirsek teması içinde olmamız, kazanımlar ve sağlam bir mevzuat Yapılanması için olmazsa olmazdır.
Selam ve dua ile ...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.