İhtiyaç mı istek mi?
Toplum olarak akıllı telefonlara olan düşkünlüğümüz ihtiyaç boyutunu aşmış gibi görünüyor. Şöyle ki bir insanın sosyo-ekonomik düzeyini kullandığı telefondan anlayamaz olduk. Bir simitçinin, boyacının, garsonun veya bir fabrika işçisinin cebindeki telefonla bir doktorun, mimarın, avukatın cebindeki telefonlar arasında bir üstünlük göze çarpmıyor. Hepsinde de son model, bilgisayarı aratmayan akıllı telefonlar.
Meslekleri küçük gördüğüm için söylemiyorum veya bir ayrımcılık yapma niyetinde değilim. Keşke herkes çok kazansa da her istediğine keyfince sahip olabilse. Ancak ülkemizin gerçeklerini görmezden gelemeyiz. Burada dikkati çekmek istediğim nokta, bir simitçinin son model akıllı telefona gerçekten ihtiyacı var mıdır? Hangi boyutta ve ne kadar faydalanabiliyor bu telefonun özelliklerinden? Bana kalırsa ihtiyacı yok kardeşim. Asgari ücretin yeni zamla birlikte 1404 lira olduğu bir ülkede fabrika işçisinin cebinde maaşının iki üç katı fiyata satılan telefonun yeri yok.
Pekala nasıl alıyorlar bu pahalı telefonları? Devlet cep telefonunda taksiti kaldırdı. Elektronik mağazalarda bütün telefonlar peşin fiyata satılıyor. Haliyle vatandaş bu pahalı telefonları peşin fiyata alamıyor. Nasıl alıyor? Cep telefonu operatörleri faturalı hatlara taahhüt yaparak bu pahalı telefonları daha pahalıya taksitle veriyorlar. Böylelikle asgari ücretli işçi gidip en son model akıllı telefonu cebine koyuyor. Ondan sonra birkaç yıl telefonun gerçek bedelinden bir buçuk katı bir ödeme yapıyor. Telefonun borcu bittiğinde telefon da bitmiş oluyor zaten. Eskimiş oluyor ya da modası geçmiş diye değiştirme fikri uyandırıyor. Bu sefer bizim gariban işçi tekrar aynı şekilde başka bir gıcır telefon alıyor. Daha akıllısı çıkmış kaçar mı hiç? Koş hemen al, taksitle ödersin. Zaten borç yiğidin kamçısıdır. Affedersiniz de sen eşek oldukça sırtına semer vuran çok olur sözünden daha uygununu bulamıyorum bu duruma.
Evet, telefonu aldı vatandaş. Her ayın başında taksitini yatırıyor. Pekala bu insanlar neden ihtiyacı olmayan telefonlara bu kadar para ödüyor? Ben bunu ödünleme olarak değerlendiriyorum. Nedir ödünleme? Kişinin, engellenen ya da doyurulmayan isteklerinin, dileklerinin ya da davranışlarının kendisinde yarattığı tedirginliği, onların yerine geçebilecek başka istek, dilek ya da davranışlarla gidermesidir. Yani bir alandaki eksikliğini başka bir alanda abartılı bir şeyle kapatma isteğidir.
Başta demiştim ya sosyo-ekonomik düzey insanların kullandığı cep telefonlarından anlaşılmaz oldu diye. Maddi geliri düşük olan asgari ücretli işçi sınıfı vatandaş bu eksikliğini yüksek bütçeli telefonlar alarak ödünlemeye çalışıyor. Bunlar toplumda lüks telefonuyla saygınlık kazanacağı fikrine sahip. Kendilerini ezik hisseden bu insanlar üstünlük kurma çabası içerisindeler.
Üstünlük çabası içerisinde bir yol arayan insanlar, taksit imkanı sunan bayiilere yönelerek normalde ekonomik düzeyi iyi durumda olan kişilerin alabileceği telefonları ediniyorlar. Kendini böylelikle iyi hissetmiş oluyor. Garibanlığından kurtulmuş gibi hissediyor. Çünkü artık onun üst düzey bir telefonu var. Aslında yaptığı kendini kandırmaktan başka bir şey değil. Tüketim kültürünün bir parçası haline dönüşmekten öte gidemiyor. Bunlar, kapitalizm çarkının dişlilerini yağlamaktan başka bir şeye hizmet etmeyen gariban vatandaşlar. Üç kuruş parasını da ihtiyaç olmayan telefonları alarak kaptırıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.