
Hayat Devam Ediyor
Hayat her zamanki gibi durmadan akıp gidiyor. Bu ne zaman bitecek dediğimiz her şey bir bakmışız bitip gitmiş. Pandemi zamanında sanki her zaman maskeli dolaşmışız da maske olmayınca kendimizi eksik hissetmişiz gibi geliyordu. Maske hayatımızın bir parçası olmuştu. Deprem yaşadığımızda da sanki hayat bitti gibi düşündük. Pandemi biteli üç yıl deprem olalı ise 2 yıl oldu. Hayat her şeye rağmen devam etti.
Bu hafta öğrencilerle oturup çay içtik. Bir kısmı LGS bir kısmı ise ÖSS diye bilinen
–aslında her sene adı değişen ama içeriği aynı kalan- sınavlara hazırlanıyormuş. Oturup konuştukça şunu fark ettim: Sınavlar farklı olsa da süreç birbirine çok benziyor. Tek farkı LGS’ye bir kere girerken ÖSS’ye birden fazla girebiliyoruz. Bu arada ÖSS değil TYT ve AYT dediğinizi duyar gibiyim. Benim için bu sınavın adı ÖSS yani öğrenci seçme sınavıdır. Bir ara bu sınavın açılımı için öğrenciyi sıkıntıya sokma sınavı da deniyordu.
Öğrenciler sene başında heyecanla sınava başlıyorlar. Yeni konular, etütler, sorular, tekrarlar, koçlar, planlar, dershane ve özel hocalar diye uzayıp giden bir liste ile mücadele ediyorlar. Birkaç ay sonunda puanı yükselenler için bir rahatlama, yükselemeyenler içinse bir ızdırap dönemi başlıyor. Başka hocalar, ekstra etütler ve binlerce sorular-sorunlar diye yük giderek büyüyor. Aslında meseleye şöyle bakmak gerekiyor. Bu sınav bir süreç sınavıdır. İlk günden son güne kadar sabırla ve bir plân dâhilinde çalışmak gerekir. Bazı dönemlerde düşüşler ve yükselmeler olabilir. Bakılması gereken yer sürecin sonundan varılan yerdir.
Sınavlar neden var sorusuna da cevap verelim. Bir yerde birkaç milyon öğrenci önümüzde ise sınırlı sayıda okul varsa burada en doğru yöntem sınavdır. Bana sorarsanız yetenek ve isteklere göre eğitim almamız daha doğrudur. Yetenekler belirlenir ve o okullara beceriye sahip olanlar alınır. Bu sayede gerçekten öğretmen olmak isteyenle gerçekten doktor olmak isteyeni ayırmış oluruz. Bizim kafamızda hep şu vardı. Puan gelsin hangi okul tutarsa oraya giden bir nesildik. Sonuçta ise yüz binlerce işinden ve bölümünden memnun olmayan gencimiz var maalesef…
LGS tarafından bakarsak meseleye bu sınava girme zorunluluğu yoktur. İstemeyen girmez ve okul başarı puanı (karne puanı, diploma puanı) ile lise tercihi yapabilirsiniz. Burada en yüksek puan ile fen lisesine gidebilirsiniz. Maalesef en düşük alanlar ise meslek liseleridir. Yine burada aileler çocuğa göre değil de puana göre tercih yapıyorlar. Aslında bu mesele çok önemlidir. Biz iyi öğrencileri meslek liselerine göndermeyi başarırsak bu ülke üretim anlamında çığır açacaktır. Hemen karalar da bağlamayın. Birkaç tane çok yüksek puanla alan meslek liselerimiz var. Uzay ve havacılık, ASO gibi okullar çok iyi öğrencileri alıyorlar.
Hayat da bir sınav ve ona da hazırlıklı olmalıyız. Önce sınavın ne olduğunu bilmemiz gerektiği gibi hayatın da ayrıntılarına hâkim olmalıyız. Burada en önemli mesele devamlılıktır. Ailemize, işimize, dostlarımıza ve hayallerimize sıkı sıkıya bağlı kalarak devam etmeliyiz. Yol yürümekle bitmeyecek ama yolu yürürken mutlu olacağımızdan eminim. Kazananlar her ne olursa olsun davasına ve hedefine sadık kalanlardır. Sınav ise sınav, iş ise iş, proje ise proje ne olursa olsun vazgeçmeyin ve sonuna kadar savaşın.
Kısacası hayat uzun bir macera romanı gibidir. Maceranı yarı yolda bırakmamalısın. Che Guevara’nın da dediği gibi “Asla vazgeçme çünkü kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.