İmam Hatipli olmakla olmamak…
İmam Hatipli olmak bir ayrıcalık mı? Bir hata mı? Günümüzde bu sorunun sıkça sorulduğuna şahit oluyoruz.
Her zaman hedef tahtasına oturtulanlar imam hatipliler.
Siyasetin din üzerinden tanzim edilmek istendiği günümüzde isimleri en çok kullanılan bu insanlar toplum nazarında kıymetli bir alanı temsil ederken, bürokrasi alanında İmam hatipli isen sadece imam olabilirsin söylemi haklı bir söylem olmasa gerek.
İmam hatipli olmanın başlıca öğretisi, toplumun genel nazarını dikkate alarak din, vicdan ve ahlaki öğretileri benimseyip benimsetmektir.
Fakat İmam hatiplinin bu öğretilerini farklı bir alanda icra etme gibi bir eğilimi asla söz konusu olamaz! İmam hatipli caminin, mihrabın dışına çıkamaz!
Devletin bütün alanlarında bir meslek liseli olabilir, bir düz lise mezunu olabilir ama, İmam hatipli oralarda bulunamaz.
Aileler çocuklarının daha ahlaki bir yapıyla yetişmesini istedikleri için, kendi bakış açılarına uygun olan bu okulları tercih ederken, çocuklarının ellerine ömürleri boyunca bir kelepçe atmışlardır. Çocuklar belli bir eğitimden sonra ben tıp okumak istiyorum tercihinde bulunma gibi bir lüksleri olamaz.
15 Temmuz kahramanlarından İmam Hatip mezunu olan bir öğrencinin durumunu dinlediğimde şaşkınlık yaşadım. Hükümetimiz 15 Temmuz kahramanlarına kadro vereceğini açıkladı. Bu sebeple başvuruda bulunan bu kardeşimize sen Diyanet İşleri Başkanlığında görev alabilirsin, aksi bir yerde seni görevlendirmemiz mümkün değil cevabını aldı.
Yani İmam hatipten mezun olmuşsan hangi üniversitede olursan ol senin sonun İmam olmak.
Bu ifadelerimden yola çıkarak asla imamlık mesleğini ötelediğimi düşünmeyin. İmamlık mesleği peygamberimizin davasıdır. Burada karşı çıktığım husus; İmam hatip Liselerinden mezun olan bireylerin tercih hakları hususunun fazlasıyla olamamasıdır.
İmam Hatip liselerinde mezun olan bireyler askeri sınavlara başvuru yapamaz’
İmam hatip liselerinden mezun olan bireyler tıp alanında tercih yapamaz… yapamaz… yapamaz.
Eğitim sisteminin ciddi açıkları meydana getirdiğini ne yazık ki görüyoruz. İlk Okuldan sonra Lise son dönemlerinde branş ve alan belirleme adı altında sınavların yapılması, öğrencilerin hangi branşlara daha yatkın olduğunu göz önünde bulundurarak onların tercihleri ile ön lisans adı altında öğrenci yetiştiren üniversitelerin branş ve meslek öğretme hususunda belirleyici olması, sonraki dört yıllık lisans eğitimi ile belirlenen alanda daha donanımlı bir eğitimle yetiştirilmeleri olmazsa olmaz olmalıdır.
Bu demektir ki liseden sonra her hangi bir kişi 6 yıllık bir eğitimden sonra meslek hayatına başlamalıdır. 6 yıl önce tercih edilen bölümler puan, uygunluk, fiili uygunluk alanlarında bir biriyle girift olmalıdır.
Bu durum belli bir zaman sonra söz konusu olan kişilerin tercihlerinde sapma meydana getirmeyecek düzeyde ele alınması gerekmektedir.
Kısaca İmam hatip okullarından mezun olan bir öğretmene de, bir doktora da, bir mühendise de ihtiyacımız vardır. Bu durumu sadece bir branj olarak düşünmeyelim. Diğer alanlarda mezun olan öğrenciler için de geçerli bir husus olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.