
Önseçim tiyatrosu!
CHP’de Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu kafa kafaya vermiş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda tüm anketlerde kendilerinden çok daha fazla oy aldığı görülen Mansur Yavaş’ı saf dışı bırakmaya çalışıyor.
Partideki önseçim kararının özeti budur.
İmamoğlu’nun başrolde olduğu “önseçim tiyatrosunun” demek daha doğru olur aslında.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun malum masaya kendini dayatması gibi… İmamoğlu da, Özel üzerindeki etkisiyle CHP’ye aynısını yapıyor.
Ve sanıyorlar ki, Mansur Yavaş bu “oyunun” farkında değil. Farkına varsa bile “boyun eğmek zorunda olduğunu” düşünüyorlar.
Kendileri has CHP’li, Mansur Yavaş “çakma” çünkü.. CHP’nin “seçilme ihtimali olan” Cumhurbaşkanı adayı ancak kendilerinden biri olabilir. Mansur Yavaş gibi milliyetçi bir isim bu yolda ancak ve ancak bir “araç”tır ve “araç” olarak kalmalıdır.
Hizip böyle bir şey… Gözleri kendilerinden başka her şeye kör edebiliyor, acayip bir havaya sokabiliyor. Milletin derdi geçimken, ortada seçim meçim yokken… Özgün Özel çıkıp “Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanı” gibi laflarla İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı bile ilan edebiliyor.
Kafalar güzel…
Amma ve lakin yanılıyorlar. Tek uyanık kendileri değil.
ABB Başkanı, o üçlü görüşmede, aday belirlemede aceleci davranıldığını, halkın gündeminin “seçim” değil “geçim” olduğunu anlatmış… İlle belirlenecekse de, bunun CHP içinde yapılacak bir önseçimle yapılmasının gerçekçi sonuç vermeyeceğini ifade etmiştir. Ayrıca gerek kendi yaptırdığı gerekse kamuoyuna yansımış anketlerin sonuçlarını masaya koymuş ve “Aday belirlemek için henüz erken. Seçim sürecine girilince anketlere, parti tabanına, diğer muhalif partilerin görüşlerine bakıp karar verilmeli” demiştir.
İmamoğlu ve Özel “Hayır, parti içinde önseçim yapıp hemen belirleyelim” diye ısrar edince de, önseçime katılmayacağını söyleyerek, oyunu bozmuştur büyük ölçüde.
Aynı zamanda posta koymuştur Özel ve İmamoğlu’na.
“Aday değilim, aday olmayacağım” dememiştir, ne o toplantıda ne de başka bir yerde. “Önseçime katılmayacağım” demiştir sadece. Bu aday olmayacağı anlamına gelmiyor.
Halktaki karşılığının son derece farkında olan Mansur Yavaş, “CHP üyeleri Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu’nu belirleyebilir ama daha seçime çok var. Yarın ne gösterir belli olmaz. Su akar yolunu bulur. CHP’lilerin genelinin ne dediğinden, tüm Türkiye’nin genelinin ne dediği daha önemlidir” düşüncesindedir.
Buradaki “CHP’lilerin genelinin ne dediğinden, tüm Türkiye’nin genelinin ne dediği daha önemlidir” ifadesinin altını tekrar tekrar çizmek isterim.
Mansur Yavaş, son ana kadar bekleyip, Türkiye genelinin, Türk milletinin ne dediğine bakacak ve bugünkü teveccühü yine görürse kesinlikle aday olacaktır. CHP’nin adayı İmamoğlu’ymuş, hiç önemli değil o saatten sonra.
Nereden mi çıkarıyorum tüm bunları?
Mansur Yavaş’a yakınlığı ile bilinen ve bu yakınlık sonucu Ekrem İmamoğlu ile karşı karşıya gelmeyi göze almış bir isim olan Bağımsız Ankara Milletvekili Yüksel Arslan’ın açıklamalarından…
(Yüksel Arslan aynı zamanda, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde ABB Başkanı Yavaş’ın İyi Parti’deki kontenjanından aday yapılarak, milletvekili seçilmiş biridir. Sonraki yerel seçimde (31 Mart 2024) İyi Parti’nin Ankara’da Mansur Yavaş’a karşı aday çıkarmasına tepki göstererek partisinden istifa etmişti.)
İşte bu ismin, 3’lü görüşme sonrası yaptığı ve CHP’lilerin görmezden geldiği o açıklama, Mansur Yavaş’ın zihnindekilerin dışavurumudur bana göre.
Ve eminim ki Mansur Yavaş’ın bilgi ve onayıyla yapılmıştır.
Yüksel Arslan, x hesabından yaptığı o açıklamada aynen şunları söylemiştir:
“Muhalefet, milletin gönlündeki yeri tartışılmayan bir aday tercihi yapmak zorundadır. Türk milletinin şahsi hırs ve hayallere kurban edecek zamanı kalmadı.
‘Dar kadroculuk ve hizipler arası savaş...’ anlayışı umudun doğmadan ölmesine, muhalefetin iktidar olacağına dair inancın yok olmasına sebep olur.
Dünden, geçmiş tecrübelerden ders almayanlar yarınları öngöremedikleri gibi yarınları inşa da edemezler.
Türk milletinin sesine kulak vermemek, hassasiyetlerine bigane kalmak yarışa başlamadan mağlup olmak anlamına gelir.
Siyaset sonuç elde etme sanatıysa, milletin sanatçılığına ve ferasetine güvenmek bu sanatın olmazsa olmazıdır. Halka rağmen yola çıkan hiçbir kervan menzile ulaşamaz…
Türk milleti için yola revan olanlar, sükunet ve zarafetle her kapıyı açabileceği gibi yaşanan zillete de dur diyebilir.
Akan su pislik tutmaz. Su akar, yolunu bulur. Baraj kurmak sadece suyun potansiyelini artırır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.