Hamamönü’nün Gül Babası 20 yıldır sevgi dağıtıyor

Başkentin tarihi ve sıcak atmosferiyle bilinen Hamamönü, yalnızca dar sokakları ve eski konaklarıyla değil, yıllardır burayı renklendiren “Gül baba” adıyla meşhur olan çiçekçi Ekrem Özbek ile de tanınıyor. Özbek, tam 20 yıldır Hamamönü'nde çiçek satıyor. Ancak onun çiçek satışı bir ticaretten çok daha fazlası… Güler yüzü, hoşgörüsü ve insan sevgisiyle bilinen Özbek, çiçek alamayanlara da ücretsiz gül, karanfil ve nazar boncuğu vererek onların yüzünü güldürüyor. Herkesin mutlaka uğradığı, bir çiçeğin ardında büyük bir sevgiyle karşılandığı Hamamönü, Ekrem Özbek’in sıcak ve sevecen tavırlarıyla çok daha anlamlı hale geliyor. Ulus’a konuşan Özbek, “Çiçek almak için özel bir günü beklemeyin. Sevdiklerinizi her gün hatırlayın” dedi.

HAMAMÖNÜ’NÜN GÜLER YÜZLÜ ÇİÇEKÇİSİ

Uzun yıllar boyunca aşçılık mesleğini icra eden Ekrem Özbek, emekli olduktan sonra ev ekonomisine katkı sağlamak amacıyla çiçekçilik yapmaya başladığını söyledi. Tam 20 yıldır Hamamönü'nde çiçek satan Özbek, eşi yatalak olduğu için bakıcı masraflarını karşılamak adına çalışmaya devam ettiğini belirtti. Özbek, “20 yıldır Hamamönü'nde çiçek satıyorum. İnsanlar beni burada tanır, saygı ve sevgi gösterir. Ben de onlara aynı şekilde sevgi ve saygıyla karşılık veririm. Çünkü güler yüz, hoşgörü ve saygı hayatımızın olmazsa olmazıdır” diyerek insanların ruhuna dokunmanın verdiği mutluluğunun önemine dikkat çekti.

UMUT VE İYİ DİLEKLER DE DAĞITIYOR

Hamamönü sokaklarında elinde çiçekleri ve çantasında nazar boncuklarıyla dolaşan Özbek, sadece çiçek satmakla kalmıyor, insanlara umut ve iyi dilekler de dağıtıyor. Çiçek alırken yanında bir hediye vermenin insanları daha çok mutlu ettiğini düşünen Özbek, nazar boncukları ile müşterilerine sürpriz yapıyor. Nazar boncuklarının sadece bir süs eşyası değil, anlam ve dualarla dolu birer hatıra olduğunu söyleyen Özbek, ziyaret ettiği türbelerde dualar ederek, topladığı bu manevi güçle boncuklarını daha özel kılıyor. Müşterilerinin “Amca sağ ol, boncukların işe yaradı, verdiğin güller mutluluk getirdi” sözleriyle tekrar tekrar yanına geldiğini anlatan Özbek şu sözlerle anlattı:

“Çantamın içerisinde sayısız nazar boncuğu var. Elimde çiçeklerimle insanlara güzel dileklerde bulunuyorum ve ‘Evet mi? hayır mı?’ diyorum. Zamanla onlar nişanlanıyor, evleniyor, mutlu oluyor ve sonra gelip teşekkür ediyorlar. İnsanların mutluluğuna ortak olmaktan büyük sevinç duyuyorum. İşimi sadece ticaret olarak değil, bir gönül bağı olarak görüyorum.”

HAMAMÖNÜ’NÜN KUŞLARI ONU TANIYOR

Özbek, her gün yem alarak Hamamönü’ndeki kuşları besliyor. Onun gelişini uzaktan fark eden kuşlar, hızla yanına uçup geliyor. Bu alışkanlığın kendisi için bir duygu meselesi olduğunu sözlerine ekleyen Özbek, sevgiyi sadece insanlara değil, doğaya ve hayvanlara da vermek gerektiğini belirtti. Sabah saatlerinde kuşları besleyerek güne başladığını dile getiren Özbek, “Onlar beni tanıyor, beni görünce uçup geliyorlar. Onlara yem verirken büyük bir huzur buluyorum” dedi. Hamamönü’nün tarihi dokusunun ve buradaki insan ilişkilerindeki sıcaklığın kendisini mutlu ettiğini kaydeden Özbek, “Burada insanların birbirine daha saygılı ve sıcak olduğunu görüyorum. Mehmet Akif Ersoy’un evi burada. Ziyaret eder, gül yaprakları bırakırım. Mezarlıklara da gider, dua ederim. Ben duygusal bir insanım, böyle şeyleri yapmayı seviyorum” ifadelerini kullandı.

“SEVGİ HER GÜNE AİT OLMALI”

Tüm vatandaşları Hamamönü'nü ve Gül Baba'yı görmeye davet eden Özbek, son olarak şunları söyledi:

“Sevginin ve saygının her zaman yaşatılması gerektiğine inanıyorum. İnsanlar birbirine daha fazla sevgi ve ilgi göstermeli. Çiçek almak için özel bir günü beklemeyin. Sevgi sadece 14 Şubat’a bağlanmamalıdır. Sevdiklerinizi her gün hatırlayın. Sevgi her güne ait olmalı. Hamamönü, huzurun adresidir. Buraya gelip güzel vakit geçirin.”