Ahmet Fidan

Ahmet Fidan

ZİHİNSEL KİRLENMENİN DAYANILMAZ TEHDİDİ

ZİHİNSEL KİRLENMENİN DAYANILMAZ TEHDİDİ

Günümüz insanı, özellikle Müslümanlar zihnî kirlilik ile karşı karşıya. Başka bir deyimle insanlar medyanın ürettiği, servis ederek doğrudan insan zihnine odaklı sürekli bir kirlenme tehdidi altında. Medya merkezli zihnî kirlemeye karşı insanımızı koruyacak ne yazık tedbir yok denecek az veya kirliliğe karşı tedbir alma ihtiyacının farkında değiller.
Ayrıntılı bir incelemeye ihtiyaç duymadan sadece yirmi dört saat önce, dün sabah güneş doğmadan az önce gözlerini açtığından beri, akşam gözlerini uyku rehavetiyle kapandığı ana kadar geçen bir günlük hayat diliminde bile, görünen, duyulan, yüz yüze gelinen hadiselerin küçük bir muhasebesi bile endişeleri doğrulamaktadır.
Hemen şu soru akla gelebilir;  kirlilik birileri için normal, hatta bir hayat tarzı olarak algılanabilir. Neyin temizlik neyin kirlilik olduğu nasıl ve neye göre temyiz edilecek?
İnsanı öteki canlılardan ayıran en önemli vasfı, niteliği, özelliği kendisine verilen temyiz kabiliyetidir.  Temyiz yeteneği her insanda doğuştan mevcuttur. Önemli olan bu güzel yeteneği eğitimle, daha ileri götürerek inançla ve aşkla güçlendirmektir.
Akla karayı, geceyle gündüzü, iyilikle kötülüğü birbirinden ayıramayan ve temyiz kabiliyetini kaybetmiş insanların meydana getirdiği toplumlarda iyiden, güzelden, doğrudan, vefadan, hayır ve hasenattan, gelecekten, kısaca insani hasletlerden söz edilebilir mi? O tür insan veya insanların meydana getirdiği topluluklarda zihni bir kirlenmeden söz etmek bile abesle iştigalden başka bir anlam taşımamaktadır.  
Tekrar başa dönerek yirmi dört saat içinde maruz kalınan kirliliğe karşı kendimizi nasıl korumalı ve hangi tedbirlere başvurulmalı, sorusuna cevap aramakta yarar var.
Zihinsel kirliliğin birden çok kaynağından söz etmek mümkün. Ama günümüzde kirliliğin önemli kaynağı yazılı ve görsel medya.
Zihni kirliliğin sürekli ve kalıcılığı için önce inançlar hedef seçilerek ara vermeksizin ve amansız taarruz edilmekte, insanlar inançlarında şüpheye düşürülmektedir. Temel dinî inançlar sarsıntıya maruz kalıyor ve sonra kirlilik bombardımanı başlıyor. Aynı merkezden ve çok sistemli bir şekilde kirlilik sürdürülmektedir.
İnsanlar önce tereddüt çemberine alınmakta, sonra, toplumsal bunalım ve bozulmanın temelini oluşturan kirlilik zerk edilmekte,  insan savunmasız bırakılmaktadır. Büyük bir kesim, derin bir şaşkınlık ile kendilerine yapılan ve temeli inançsızlık olan telkinlere teslim olmakta. Asıl tehlike bundan sonra başlamaktadır.
Tıpkı vücudu istila eden mikroplara karşı tıbbi müdahale olmadığında hastalık mikrobunun üstün gelip sonunun hüsranla bitmesi gibi.
Toplumsal yapı, zihni kirliliğinin son aşamasına gelmiş bulunmaktadır. İnsanımız ya sahip olduğu değerleri bilgi, bilim ve inançla kendisini koruyacak yahut medya tarafından üretilen ve yirmi dört saat zihinlere enjekte edilen kirliliğe kendini teslim ederek hüsrana uğrayacaktır.
Zihinsel kirlilik arkasında toplumsal bunalım arkasında onlarca cinayet, uyuşturucu alışkanlıkları ve sınır tanımayan sapıklıklar hız kesmeden sürmektedir. Tüm bu gelişmelere zihni kirlenme kaynaklık etmektedir. Ülkenin geleceği olan nesiller tehdit altındadır.
İslam'ın inanç zırhıyla korunmayan hiç bir hayat tarzı, bugünkü medyanın kirlilik bombardımanı karşısında ayakta kalması veya yeni nesillere zengin ve kalıcı bir miras bırakması mümkün görülememektedir.
Farkında olmadan değerler manzumesi ayaklarımızın altından kayıp gitmektedir. İslam’ın yasaklarına uymak yerine normalleşerek hayat sürmektedir. İşin daha vahimi zihinleri kirleten medya bombardımanı ile Müslüman toplumlar nasranî inançları, adetleri gelenekleri hayat telakkisi haline getirmekte.
Ramazan rahmetinin hayatın tüm alanlarını kucakladığı, kapsadığı bu muhteşem mevsimde bile nasranî adetler iftar sofralarına kadar girmiş durumda ve en acı yönü “Ben Müslümanım” diyen kesimler bile vahametin, acının farkında değiller. Farkında olsalar bile hatanın hata olduğunu bir diğer kardeşine söyleyememektedir.
GÜNÜN HİKMETİ
 “Ben sohbet-i nas ülfet-i yarandan usandım
Çün zerre vefa bulmadım ihvan-ı zemandan
Şol yüzleri dost özleri düşmandan usandım”
 Alvarlı Muhammed Lütfi Hazretleri.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR