Tüm Türkiye artık referanduma kitlenmiş durumda. Türkiye’nin yönetim sisteminin dönüşümü başlıyor. Ak Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte iç ve dış tehditlerin bu ülkede güçlü bir yönetim istemediğini ağır bedeller ödeyerek bu süreçte fazlasıyla hissettik. 
3 kıtaya hükmeden ecdadın devamı olan bu kutlu milletin yüzyıllardır sürdürdüğü büyük yürüyüş hiç durmadan, duraksamadan devam edecek.
 Tek adam safsatasıyla beyinleri bulandıranlar, ülkemize yönelik yıkıcı terör saldırıları konusunda tek laf edemeyenler, bugün saflarını iyice belirginleştirmiş durumda.
Dünyanın yeniden şekillendiğinin farkında bile olmayan bu safsatacı zihniyet, ABD’de Trump’ın başkanlık görevine gelişmesiyle yaşanan gelişmeleri, AB cephesinde Yunanistan’ın Ekonomik olarak çöküşü ve İngiltere’nin yorumları, birlik hakkındaki ortaya çıkan kıyamet senaryolarını görmezden geliyor.
Ülkemizi artık yeni küresel güç haritasında bir üst lige taşımanın vakti artık gelmiştir. Bu vatanın geleceği için, 20.yüzyılın bütün vesayetçi yapılarından kurtarma ve sadece bir zümreye karşı odaklanan devlet iktidarını değil, herkesi kapsayan bir sisteme geçilmelidir.
Bu milletin öz evlatları Türkiye’nin dönüşüm sürecinin baş aktörleri olacaktır. Bu zamana kadar dik bir duruş sergilenmiştir. Aynı kararlılık yine devam edecektir. Bu vatanın yiğitleri, vatanın birlik ve bütüne karşı gelen tüm yıkıcı fırtınalara göğüs germiştir. Daha güçlü bir Türkiye profili oluşturması noktasında başka bir seçenek gözükmemektedir.
Bu kutlu davaya sahip çıkmayan, bölücü, yıkıcı olan, bütün yapılar tarih sahnesinden kaybolup gidecektir. Onların en büyük korkusu yeni bir şey üretemedikleri için, artık sığ ve basmakalıp siyasi argümanlarının elinde patlayacağıdır.
Oluşan tablolaya bakarsak, Türkiye için yeni bir yükseliş zemini oluşurken, diğerleri için bunu pek söyleyemeyiz. Onlar için hazin ve bir o kadarda dibe vuruşun çaresizliğini görüyoruz. Bekleyin yeniden dirilişe çok az kaldı.