Kur’an Işığında Yaşamanın Hassasiyetini Unuttuk
Hayatı, dünyayı, yaşamın her şekline Kur’an penceresinden bakamayanların vay haline…
Kutlu Doğum münasebetiyle Kur’an-ı Kerimin pastasını yaptıran ve insanlara ikram eden Zile Müftüsünün bu hareketini cahiliye döneminden kalma bir bağnazlık olarak değerlendiriyorum.
Müftü efendinin yaptığı cahiliye döneminde helvadan yaptırılan putları tekrar yemeye benziyor Kur’an ışığında yaşamanın hassasiyetini unutarak hareket ediyoruz ne yazık ki günümüzde dinimizi itibarsızlaştırmaya dönük ne yapılıyorsa cazibe merkezi haline gelip akın akın uygulanmak isteniyor.
İslam’da Kur’an da yazılmayanın dış mihraklı icatlar olduğunun altını çizmek istiyorum.
Ramazan bayramlarında ihtişamlı süslemelerle, bol israflı sofralarla, sadece orucu yemek yememeyle sınırlayan düşüncelerle, tesettür defileleriyle, ateşe karşı dayanıklı kefenlerle dini kendilerince yorumlayanlar, ekonominin çarkları arasında İslam’ı da dini de harcamaktalar.
Ekonomik arayışlar adına kutlu doğumu bir şov haline getirmek kutsal kitabımızı pasta yapıp insanlara yedirmek son derece yanlış bir tutumdur.
İslam’a sahip çıkmak ile çıkamamak arasındaki ince çizgide yürüyenler İslam’ın temsilcileriyiz diyemez.
Doğrusu tek olan, farklı alternatiflerle dini esnek gösterme gibi bir eğilimin yeni icat çıkarmaktan farklı olmadığını da bilmek gerekiyor.
Din görevlilerinin amirleri gibi davrananlar kutsal kitabımızı pasta yaparken, din görevlisi kardeşlerimin hassasiyetlerinden biraz ders almalılar.
Dinin amiriyim edalarıyla yanlış sularda yüzmek yerine dinin memuru olarak hassas davranmanın, ölçülü olmanın bilinciyle hareket etmenin şart olduğunu düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.