Ülkemizdeki sektörler arasında en büyük atılımlardan birinin sağlık alanında gerçekleştiği herkesçe malumdur. 15 yıllık Ak Parti iktidarı süresince olumlu gelişmelerin başında Sağlık Bakanlığı tarafından atılan adımlar öne çıkar. Sağlık sektöründe dünya ile entegre bir sürece giren Sağlık Bakanlığı bu alanda ilerlemeyi sürdürüyor.  

SAĞLIKTA 2002 DEVRIMI

Eski dönemleri düşünecek olursak sağlık kuruluşlarımız gerçekten çok sorunlu bir yapıda bulunuyordu. 15-20 yıl öncesini hatırlatmak gerekirse hastaneye gitmek için harcadığımız vakti başka hiçbir yerde harcamıyorduk. Kendi yaşadıklarımdan örnek vermek istiyorum. Benim babam memurdu. Rahatsızlık sebebiyle kalkıp hastaneye gidemiyorduk. Ben veya kardeşim hastalandığında babam çalıştığı kurumdan viste kağıdı adında bir belge getiriyordu. Kağıtta hastaneye gidecek aile ferdinin kimlik bilgileri ve kurum müdürünün imzası bulunuyordu. Ancak bu viste kağıdı denen belge ile hasta kabulü yapıyorlardı. O kağıtla da ancak devlet hastanelerine gidebiliyorduk. Tıp fakültesine gitmek için birkaç kurumu daha aşındırmak gerekiyordu. Elinde viste kağıdı yoksa, acil servise bile gitsek gördüğümüz muameleyi ben bilirim. O dönemleri anlatacak olursam bana ayrılan köşe yetmez. Günümüzde  eskiyi karşılaştıracak olursak sağlık alanında bir devrim gerçekleştirdiğimizi söylemek abartı olmaz. 2002 yılı bu kapsamda bir milattır.  

Abartısız anlattığım gibi sağlık alanında bir devrim gerçekleşti. Insanların bürokratik işlemlerle boğuştuğu dönemler çok şükür ki geride kaldı. Artık sadece kimliğimizi yanımıza alarak istediğimiz hastaneye gidip hizmet alabiliyoruz. Yeni yapılan hastaneler, içindeki son teknoloji aletler, konforlu ve titiz görüntüsü ile hastanelerimiz her geçen gün daha da iyi duruma geliyor. 

INSAN DOĞASINA AYKIRI 

Pekâlâ hastanelerimizin teknik olanakları ve insanların buralara ulaşması kolaylaştı. Bu konuda yaşanan gelişmeleri toplum olarak takdir ediyoruz. Ancak yaşanan bazı sorunları da gündeme taşıyarak çözüm yolu aranmalıdır. 
Ülkemizde sağlık çalışanlarının 24 saat nöbet tutmasını doğru bulmuyorum. Şöyle ki, özellikle Güneydoğu bölgesinde çalışan sağlık personelleri 24 saat nöbet sistemi ile çalıştırılıyor. Kanun gereği bir sakıncası olmayan nöbet sisteminin toplumsal açıdan birçok sıkıntısı bulunuyor. En başta 24 saat hiç uyumadan çalışmak insan doğasına aykırı bir durum. Nöbetteki personelde belli bir saat çalışmadan sonra sinir, stres, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, baş ağrısı gibi sorunlar baş gösteriyor. Böyle olunca da sağlık sektörü alt yapısındı ne kadar gelişme olsa da teşhisi koyup tedavi edecek personel durumları nedeni ile kalite düşmektedir. 

Hastanın şifa bulmasında en önemli unsur sağlık personelidir. Hastaneye gitmeden önce hangi doktor daha iyidir diye hangimiz sormuyoruz ki? Ama hangi hastanenin röntgen cihazı daha kaliteli diye sormuyoruz. Demek ki şifayı bulmada insan faktörü daha etkili. Hatta en etkilisi. Böyle bir durumda düşünsenize hastaneye gittiniz ve 24 saat sistemi ile çalışan bir doktorun 22. saatinde tedavi olacaksınız. Ne kadar iyi bir hizmet alabilirsiniz orasını herkes kendi düşünsün. 

Özellikle Güneydoğu bölgesi sağlık personelleri, doktoru, hemşiresi, ebesi, teknikeri tamamen 24 saat düzeni ile çalışıyor. Hatta sınıra yakın bir ilçede görev yapan bildiğim hemşire personeller 24 saat çalışıyor, sonrasında 24 saat dinleniyor. 24 saatlik dinlenme süreleri içerisinde de ihtiyaç hakında icap nöbetine çağırılabiliyorlar. Yani bazı günler 30 saati bulan çalışma süreleri olabiliyor ve dinlendikleri süre azalıyor.

 24 saatlik nöbet esnasında gece doktor kendisine ait nöbet odasında uyur. Hasta gelince haber verilir ,bakar ve yatar. Hemşireler de fırsat bulursa bi köşede uyuklar. Bu toplumda bilinen bir gerçektir. Gece ateşlenen kardeşimi devlet hastanesine götürdüğüm çok olmuştur. Ve gözlerini ovuşturarak bizi karşılayan hastane personeli... Onlar da haklı, 24 saate  kim olsa dayanamaz, insan yatmasa bile ayakta uyur. Demem o ki, sağlık sektöründe 15 yılda fiziki şartlarda olumlu olarak  çok şey değişti. Herşey çok güzel düşünüldü, yapıldı. Ancak bana öyle geliyor ki insan faktörü göz ardı ediliyor. Canımızı emanet ettiğimiz sağlık personellerinin çalışma süreleri hakkında da bir değişime gerek olduğuna inanıyorum. Sağlık sektöründe 24 saat çalışma uygulaması doğru bulmuyorum. Bu sistemin çalışanlar açısından da hastalar açısından da birçok olumsuzluklara yol açtığını biliyorum. Son olarak da insan her şeyin ölçüsüdür, diyorum.