Hizmetten Hezimete Dönüşün Son Virajı
Biraz sümük biraz gözyaşı karıştırarak din aldılar din sattılar, yaptıklarına “Hizmet” dediler. Yaklaşık bir yıl önce, 17 ve 25 Aralık 2013 Tarihlerinde hükümete karşı darbe teşebbüsüne giriştiklerinde gerçek niyetleri ve gerçek yüzleri ortaya çıktı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı hapse tıkmak için teşebbüste bulundular. Kendi deyimleri ile “Dönemin Başbakanı”nı hasta yatağında kelepçeleyerek hapse atmayı planladılar, tutmadı.
Son bir yıl içinde “hizmet” merkezli olaylar hızla gelişti ve gelişmeye devam etmektedir. Yıl içinde iki önemli seçim oldu. Seçimlerin galibi ve mağlubu belliydi. 30 Mart 2013 Tarihinde yapılan seçimler öncesinde halkın oylarının kendilerinde olduğu vehmini pompaladılar ve tam bir siyasi parti gibi hareket ettiler. Seçim sonuçları kendilerinin halk nezdinde hiçbir itibarlarının olmadığını ispatladı. Bir şey daha ortaya çıktı destek verdikleri siyasi kadrolar hezimete uğradı.
Arkasından 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri beraberinde pek çok ilkleri tarihin sayfalarında kayda geçirdi. Cumhuriyet tarihinde millet kendi öz iradesi ile cumhura baş seçti. Seçimin en güçlü adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın parti içinde adaylığının önünü kesmek için plan yaptı ve uygulamaya koydular. Sayın Abdullah Gül’ün öne çıkarılması için tüm güçlerini seferber ettiler. Netice alamadılar.
Türkiye’nin ebedi ve ezeli muhalif partisi ve partilerini alt alta, üst üste, yan yana cem ettiler, bir araya getirerek “çatı adayı” çıkardılar. Partilerden çok hizmet, çatı adayını seçtirmek için olağanüstü çaba gösterdi. Sağduyu galip geldi ve Cumhuriyet Tarihinde ilk kez millet hür iradesi ile Cumhurbaşkanını Köşk’e çıkardı.
Peş peşe gelen İki büyük seçimden ağır yenilgi ile çıkan hizmet, uslanmadı payına düşen dersi almadı. Halkın hür iradesi ile seçilmiş bulunan Cumhurbaşkanına karşı içte ve dışta kampanyalar tezgâhladı. Cumhurbaşkanlığı ve hükümet aleyhinde tezgâh kurarken “Güney komşu” ile işbirliğini sürdürdüler. Söz konusu işbirliği o derece net ve berrak şekilde görüntü vermektedir ki, Müslümanların haremgâhı olan Mescid-i Aksa’yı kirleten Yahudi köpekleri için tek bir kelime aleyhte haber ve görüş bildirmediler.
Yirmi dört saat ve üç yüz altmış beş gün kesintisiz husumet ve kinlerini sürdürmek için her tür fırsatı ganimet bildi ve tepe tepe kullanmaya devam ettiler. Yahudi devletinin emelleri doğrultusunda şer güçleri ile işbirliği yaptılar ve yapmağa devam ediyorlar. Yerinde yerli işbirlikçilerin maşası oluyorlar. İslam’a ve kutsal değerlere düşmanlıkta Cumhuriyet gazetesi ile yarışıyorlar. Bazı konularda Cumhuriyeti bile solladılar. Siyaseten CHP’ni bile geride bıraktılar.
Müesses nizama karşı sürdürdükleri başkaldırı için karanlık ve gölge adamlar icat etti, arkasına düştü sokak gösterilerine başladılar. Aynı kesim 28 Şubat karabasan döneminde Müslümanlara yönelik baskı ve zulümlerde varlıklarını hiç ama hiç hissettirmediler. Hatta çok övündükleri okulların anahtarlarını vermeye kalktılar.
Gölge adam, aslında karanlık adam daha iyi ifade ediyor Hizmetin uşaklarından dört yüz kişi sorguya alınacakmış, twt ile hiç aşina olmadıkları sokakla tanıştılar. Adaleti engellemek için adliye, saman önünde milleti topladı canlı yayınlarla şov yaptılar. İşledikleri suçlardan aklanmak yerine, suçlarının üstünü örtmek için yeni tezgâhlar kurdular.
Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi, söz konusu kesim bu tür planları yapacak ne zekâ ne de kabiliyete sahiptir. Birileri planı yapıyor ve bunları maşa olarak kullanıyor. Ama bir şeyi ya unutuyor veya unutkanlık rolü yapıyorlar. Yüzde elli iki oyla Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan, işlemediği bir suça karşılık hapse mahkûm edilmiş ve yiğitçe hapiste yatma cesaretini göstermiştir. Bu Türk Siyasi tarihinde bir ilktir. Ama bu millet kendisini önce başbakanlığa sonra cumhurbaşkanlığına taşımıştır. Sayın Erdoğan’a karşı girişilen her teşebbüs aynı zamanda milletimize karşı yapılmış bir kalkışma ve çirkin bir eylemdir, sonuçsuz kalmağa mahkûmdur.
Suçluluk psikolojisi ile sergiledikleri davranışları hizmeti hezimete dönüşmüştür. Çünkü gerçek kimlikleri yerine karanlık yüzü ile kendilerine yön veren bir kişinin aptalca sözüne kanarak gerçekleştirdikleri sokak eylemi ile tam bir hezimete uğramışlardır. Hizmet hareketi son bir yıl içindeki tavır ve yaptıkları ile tam bir hezimete uğramaktadır. Gerçeği kabullenmek yerine yeni hezimetlere zemin hazırlanmaktadır.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
Bir mezartaşı yazısı :
“ Bak ne söyler insana kabirdeki şu taşlar,
Bir yalan burada bitti, bir gerçek burada başlar.”
Laedri (Söyleyeni Bilinmeyen)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.