Türkiye artık referandum havasını iyiden iyiye solumaya başladı. İçerden ve dışardan tehditlerin de ardı arkası kesilmiyor. 
16 Nisan akşamı “Evet” çıkarsa, Türk milletinin kararı olan Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilirse, Avrupa Birliği tüm kapılarını Türkiye’ye kapatmakla tehdit ediyor. Yapılan açıklamalara bakacak olursak, son güne kadar da bu tehditlerin ve algı operasyonlarının ardı arkası kesilmeyecek gibi gözüküyor.
Avrupa Birliği temelinde diğer tüm ülkelerin tamamı neden Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmesini istemiyor! Sözde demokrasi edebiyatı yapan bu ülkeler nasıl oluyor da iç meselelerimize burnunu sokabiliyor. Son sözü söyleyecek olan Türk milletin kararına bile saygı duymayan bir yapının ne denli bir demokrasi anlayışı olabilir! 
Kurdukları cümleler yenilir yutulur cinsten değil, nasıl bir düşmanlık ve hezeyan halidir bu! Bu ülkeler neyin düşmanlığını ve şantajını yapmaya yelteniyor. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi sizi neden bu kadar tedirgin etti, bir hesabınız mı var, korkularınızın altında yatan nedenler nedir, Türkiye’nin yönetim sisteminin değişikliğinden size ne?
İngiltere’nin kısa bir süre önce Avrupa Birliği’nden ayrılmasının onaylanmasının ardından, bu yapının çöküşü de iyiden iyiye hızlanacak. Bu çöküşü durdurmanın yollarını arayan bu yapı içindeki ülkeler, Türkiye’yi şaha kaldıracak dev projelere engel olmak adına her yolu denediklerini daha önceki engelleme çalışmalarıyla çok iyi biliyoruz.
Bu malum yapının çöküşü Türkiye’yi şaha kaldıracak projelerin hayata geçmesiyle birlikte iyice hızlanacak. Nasıl olur da Türkiye’ye geri adım attırırız, yeni operasyonlar yaparız hesabı içinde olanların politik hesaplaşması hiç durmadan devam edecek gibi gözüküyor.
Türkiye’de 16 Nisan referandumuyla birlikte Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi noktasından bir oylama yapıldığını varsayarsak zaten bu milletin evlatları rekor bir oranla kararlarını sandıkta tecelli ettirecek güç ve kararlılık içerisinde olabileceğini öngörebiliyoruz.
Türkiye ekseninde düşmanlık besleyen bir yapının içerisinde Türkiye’nin de yer alması kabul edilebilir bir şey değildir. Bu milletin gündemin AB diye bir düşününce yoktur. Son yaşadığımız olaylarla birlikte bu milletin kafasından Avrupa Birliği’yle ilgili atılacak tüm adımlar silinip gitmiştir.
Artık herkes neyin ne olduğunu çok iyi görüyor ve analiz ediyor. 15 Temmuz’dan bugüne gelinen noktada kimin ne yaptığını gayet iyi biliyoruz. 16 Nisan akşamı gereken cevap yine anladığınız dilden verilecektir. Türkiye’yi bölmeye parçalamaya ve ekonomisine darbe vurmaya çalışanlara mesaj net bir şekilde bir kez daha hiç unutmayacakları bir şekilde hafızalarına kazınacaktır.
Şu dakikadan itibaren bizim açımızdan bakacak olursak, umurumuzda bile değilsiniz. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin arkasındaki destekçileri tüm kartlarını açık oynuyor. Tetikçiler başarılı olamayınca sahaya kirli oyununu kurucuları indi.
FETÖ’sü, PKK’sı, DHKP-C’si ve DAEŞ,’İ düzenledikleri tüm saldırılar fiyaskoyla sonuçlanınca onları korumaya alarak 16 Nisan’a kadar operasyonları kendileri yürütme kararı aldılar.
Ekmeğini yediği bu aziz millete ihanet eden köpekler şunu unutmasın. Bu milletin öz evlatları hazır. Bin yıldır olduğu gibi zalimin karşısında titremeyeceğiz, bin yıl önce susmayanlar gibi biz de susmayacağız. Bugün şahlanışa yapacağınız bir desteğin sesleri 16 Nisan gecesi Avrupa’yı tir tir titretecek. Bu milletin bin yıllık ferasetiyle ne yapacağını, ne karar vereceğini çok iyi bilir. Okunuz şaşmasın, bileğiniz bükülmesin..