Hepimiz Aynı Gemideyiz
Bu aralar olanlar bana ülke olarak daha sıkı durmamız, safları daha da sıklaştırmamız gerektiğinin ispatıdır.
Neden bu konu üzerinde durma isteği duyduğumu size birkaç olay üzerinden aktarayım ilk olarak dost ve müttefik ülke olarak bildiğimiz ABD, DEAŞ’a karşı Rakka’ya yapılacak operasyonu onca ısrarımıza rağmen bizimle yapmak yerine sonuna kadar savunduğu ve hiç durmadan silah yardımı yaptığı PKK’nın uzantısı olan YPG ile yapma kararı aldı ve operasyona başladı. İlk bakışta bu olaya sinirleniyor, müttefik, hatta ve hatta stratejik ortak olan iki ülkeden birinin diğerine nasıl böyle bir şey yaptığını kabullenmek istemiyorum. Sonra aklım başıma geliyor pazar ne zaman müttefik oldu ki diyor ve susuyorum.
Tam da bu operasyonla eşzamanlı olarak Reyhanlı’da nöbet tutan bir Mehmetçiğimiz şehit edildi ki bu atış sınırlarımız içinde değil, sınırımız karşı tarafındaki Suriye’den yani YPG’nin kontrolündeki bölgeden, hani şu bizim müttefiğimiz ABD’nin himayesindeki teröristlerden geldi maalesef.
Malumun ilanını da gördük nihayet Rus askerleri de Suriye’de terör örgütü DEAŞ’ı bitirmek niyetiyle başka bir terör örgütü olan YPG ile ortak hareket etti biz ve omuzlarına YPG arması taktı ayrıca terörist başının Apo’nun posterinin önünde YPG li teröristlerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Bu YPG teröristlerinin acayip bir albenisi var G8 ülkeleri arasında nedenini ise biz göremiyoruz.
Aslında çok da şaşırmadığımız diğer bir hadise de Almanya’nın yeni Cumhurbaşkanı Steinmeier den geldi. Kendi ülkesinde pirim yapmak isteyen her Avrupalı liderin yaptığı gibi kendilerine daimi düşman edindikleri Türkiye’yi buldu ve Alman parlamentosunda yaptığı yemin töreninde başka hiçbir işi kalmamış gibi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan üzerinden ülkemizi tehdit etti. Nedendir bilinmez biz bu Avrupalılara bir türlü yaranamadık. Hele hele Almanya’ya hiç yaranamadık…
Almanya’nın yaptıkları bunlarda kalmadı, Alman hükümeti 2016 dan beri Türkiye’nin 11 kez yaptığı silah alım isteğini reddettiğini öğreniyoruz. Ne ilginç bir durum Almanya bize silah satmıyor, gerekçe olarak da ülkemizde insan hakları ihlal ediliyormuş ve iç problemleri bastırmada kullanılıyormuş. Ne zamandan beri batılılar sattığı silahın nerde kullanılacağına karar verir oldular? Ya da teröristlere el altından sızdırdıkları silahları bizler bilmiyor muyuz?
Ayrıca yine bir NATO üyesi olan, sözüm ona müttefik ülke olan bir ülke daha çok da ilginç olmayan bir karar adlı. Norveç ülkemizdeki 5 hainin yaptığı sığınma talebini kabul etti. Şaşırdık mı tabiî ki hayır. Emin olun bizler Cem Sultan olayını unutmadık ancak zaman zaman gaflet çöküyor üstümüze ve herkesi kendimiz gibi biliyoruz.
Bunlarla da bitmedi, ABD, Türkiye’ye ve bizim yanımızda yer alan ülkelere ve uçak seyahatinde söz sahibi olan şirketlere akla ve mantığa uymayan yaptırımlar uygulanıyor. İnanın bu olayı aklım bir türlü kabul edemiyor daha doğrusu kabul etmek istemiyor. Hepinizin bildiği üzere ABD ve Birleşik Krallık sözüm ona terörü bahane ederek altı ülkeden gelen direkt uçuşlarda cep telefonundan daha büyük elektronik cihazların uçak kabinine alınmasını yasakladı. Tabii olarak 2015 yılında %300 büyüme sağlayan Atatürk Havalimanı’nın Trump tarafından ekonomik olarak uyguladığı misilleme olduğu açık. Değerli okurlar bunu söylemiyorum Amerika Birleşik Devletleri’nin en saygın gazetelerinden biri olan Washington’un muhabirleri söylüyor. Bu işin ilginç yanı ise bu elektronik eşya kullanım yasağı, Avrupa ülkelerinden herhangi birinden yapılan ABD ve Birleşik Krallık’a ait aktarma uçuşlarda geçerliliğini yitiriyor. Yani İstanbul’dan New York’a aktarmasız THY ile seyahat ederseniz yasak var, ama İstanbul-Amsterdam, Amsterdam-New York KLM vb bir şirketle aktarmalı seyahatinizde ise bu yasak ortadan kalkıyor.
Bu olaya da şaşırdık mı? Bu dünyanın tamamında devam eden ekonomik yarış ve liderler kendi ülke menfaatleri için başka ülkeleri ve onların markalarını bir anda silebiliyor.
Ayrıca bizler naçizane bu yasağı delmenin yolunu istişare ederken THY’nin bu yasağı kendi dağıtacağı tabletlerle aşacağı sonucuna varmıştık. Ama bugün Hürriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre THY akıllıca bir hamle ile istişaresini tamamlamış ve yolcularına ipad ve ücretsiz internet sunmak için çalışma başlatmış. Ülkemizin en yüksek marka değeri olan bir kuruma da bu yakışır.
Efendim yazımızın başında da belirttiğim üzere millet olarak saflarımızı daha da sıkıştırmalıyız. Bize karşı yapılan bu planlı ve derinden gelen yıldırma politikasını aşmanın yolu içinde yaşayan bizlerle var olan Ana diye adlandırdığımız vatanımızı daha ilerlere taşımak için her birimizin taşın altına elini koyması gerek. Ne de olsa hepimiz aynı gemideyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.