Türkiye ve ABD’nin birlikte başlatmak istediği Rakka operasyonu bir tuzak mı? Ülkemizin etrafında gezen çakalların Kuzey Suriye’deki terör yuvalarını engellemeye dönük gerçekleştirilen Fırat Kalkanı Harekâtını amacından saptırarak sulandırılmak mı isteniyor?

Türkiye’nin bölgedeki planı hazır. ABD’nin bu plana yönelik tavrının ne olduğu konusunda bir öngörüde ya da değerlendirmede bulunmak mümkün gözükmüyoruz.

 Rakka’da düzenlenecek bir operasyonda esas ve öncelikli olan Türkiye’nin güvenliğidir. Bu konu hakkında ne seçenek ya da ne sıralama sunulursa sunulsun Türkiye’yi çok tehlikeli bir yere doğru götürebilir.

Burnumuzun dibinde ceryan eden olaylara karşı planların boşa çıkmaması ve hayal kırıklığına dönüşmemesi için gerekli duruşumuzdan taviz vermememiz gerektiğini konusunda hemfikiriz.

Bölücü terör örgütü PKK ve onun diğer alfabetik uzantıları karşısında “güvenli bölge” adı altında o alçak koridorun hayata geçmemesi Türkiye’nin geleceği için çok önemlidir. ABD yönetiminin de bu konuda gerekli adımları atması ve Türkiye üzerindeki planlarından bir an önce vazgeçmelidir. Bu durumun devam etmesi bölgedeki yanan ateşi daha çok alevlendirecektir.

Koalisyon ülkelerinin DEAŞ’la mücadele konusundaki yüzsüzlüklerini gördük. Şuanda “güvenli bölge” adı altında terör örgütleriyle yürüttüğü yeni plan mı var sorusu akıllara geliyor. Bu planları bir kenara itmeden ABD’yle atılacak “güvenli bölge” konusunda atılacak hiçbir adımın atılmaması gerekir.  Bu adım sonrasında bir değerlendirme yapılarak yol haritası çizilmelidir.

Hafta içinde Ankara’ya gelen CIA başkanının ziyareti sırasında Rusların askerlerimizi vurması yeni bir cepheleşmenin ön hazırlığı mıydı, yoksa Ankara ve Moskova arasında yeni bir soğukluğun ilk adımları mıydı? Putin’in hemen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak başsağlığı dilemesini nasıl okumalıyız? Rusya ve Türkiye tüm bu soruların cevaplarını en ince ayrıntılarına kadar peşine düşmesi gerekiyor.

ABD’nin bölgemizde İran üzerinde yapmaya çalıştığı gerilim stratejileri karşısında Türkiye temkinli davranmalıdır. Türkiye’ye karşı eylem içinde olan tüm terör örgütleriyle desteği kesme sözü mutlaka ABD’den alınmalı ve esaslı güvencelerle gelmelidir. Bu adımların atılmaması halinde Türkiye’nin aklındaki tüm soru işaretleri giderek çoğalacaktır.

Türkiye’de beslediği köpeği FETÖ’nün 15 Temmuz’da bu milletin yiğit evlatlarının salan ABD’nin başarısız darbe girişimi sonrasında kendi kanatları altına alma çabasını ya da diğer müttefiki olan ülkelere kaçırarak koruma altına aldığını görüyoruz. Bu yaşananlar sonrasında Türkiye ve ABD ilişkileri arasında korkunç bir güven bunalımı yaşanıyor. Trump’ın bu konular üzerine atacağı adımlar ilişkilerin yeniden değerlendirilmesi konusunda fikir verici olacaktır. Bu zihinleri bulandıran zincirin halkalarını Trump söküp atabilecek mi yoksa farklı bir strateji mi izleyecek göreceğiz.

Türkiye üzerinde oynanan tüm oyunların ve kuşatma projelerinin buruşturularak çöpe atılmadan bu güvenin sağlanamayacağı bilinmedir. Aksi durumda Türkiye gerekli güçlü iradeyi gösterecektir.

Yazımı sözleri Osman Öztunç’a ait olan “Vazgeçme” isimli albümündeki “Dilek” isimli eserin dizleriyle bitirmek istiyorum. Sağlıcakla kalın..

Bağrım yara gönlüm kırık,

Huzuruna durdum ya Rab,

Albayrak ta yıldız olmuş,

Ne şehitler verdim ya Rab.

Sana döktüm dertlerimi,

Bana yeter artar ya Rab,

Vatanımı milletimi,

Soysuzlardan kurtar ya Rab.

Ze mahşerin dileği bu,

Az duamı çok et ya Rab,

Ya hükümran eyle türkü,

Ya dünyayı yok et ya Rab.

Sana döktüm dertlerimi,

Bana yeter artar ya Rab,

Vatanımı milletimi,

Soysuzlardan kurtar ya Rab.