Başbakanımızın “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” sözünü iyi hatırlıyorsunuzdur. Siyonizm’in baş aktörüne söylenilen bu kelime, aslında bir nevi savaşı başlatan ilk kursundur. Amerika’nın tek evladı olan İsrail’i, Dünya nezdinde küçük düşürmeye yeten bu haklı söylemle birlikte, Avrupa Hristiyan birliği Ortadoğu’da tek etkin güç olma yolunda ilerleyen Türkiye karşısında, tahammül sınırlarını aşan bir söylem olarak değerlendirildi. Bazılarına göre,  başbakan hiçbir surette Amerika’yı ve İsrail’i kızdıracak konuşmalara girmezdi, beklenenin aksine Müslümanlara yapılan haksızlıklar karsısında susanın dilsiz şeytan olduğunu belirterek bu açıklamayı yapmış ve bütün Müslümanların gönüllerinde haklı yer edinmiştir.

Bu olayla birlikte Avrupa’nın Ortadoğu’da en güçlü görmek istedikleri Türkiye, başkaldıran asi bir tutum sergilemiştir. Aslında Türkiye’nin Ortadoğu’dan yükselen bir güç olacağı korkusu için birçok sebepleri vardı,

Sebeplerin başlıklarını sayacak olursak

Ortadoğu’nun yatırım yapıla bilecek tek güvenilir İslam ülkesi Türkiye’dir.

Ortadoğu’nun lideri olabilecek tek başbakan Türkiye’dedir.

Ortadoğu’nun merkez bankası olacak olan Halk Bankası Türkiye’dedir.

Dünyanın en büyük ve köprü görevini Almanya’dan alacak olan havaalanı Türkiye’dedir.

Mazlum Müslümanlara sayısız yardım yaparken, içeride de büyümesini 250 milyar dolardan 870 milyar dolara yükseltmeyi başaran tek ülke Türkiye’dir.

Dünya’da en büyük güçlenme oranına sahip olan Çin’den sonraki ülke Türkiye’dir.

Hava savunma ihalelerinde ABD’nin boyunduruğundan çıkıp Çin’le anlaşan Ülke Türkiye’dir.

Dünya üzerinde oynana oyunları erken fark eden, işkâl altındaki ülkelere Hristiyanlardan önce ulaşıp oradaki yatırımları, inşaat sektörünü eline alan ülke Türkiye’dir.

Ve en önemlilerinden bir tanesi olan çözüm sürecinin ülke menfaatine işlenmeye başlaması Avrupa’nın çok arzuladığı Türkiye’de karışıklık olma arzusunun olmaması, şehit haberlerinin gelmemesi onları üzmüştür.

Fark ettiyseniz çözüm süreci yaşanırken bazı cevreler adeta Avrupa’dan emir alırmışçasına Alevi- Sünni çatışmasını tetikleyecek çalışmalar içerisine girmişlerdi, cem evleri ibadethane midir? Soruları ile alevi kardeşlerimizle kavga ortamı oluşturulmak istenmişti. Avrupa’daki kirli eller sıraya koydukları Türkiye üzerindeki oyunlardan ikincisine sıra gelmişti, fakat hayal ettikleri gerçekleşmeyince tek tek b planlarını devreye sokmaya başladılar. O gün konunun içinde olan baş aktörler bugün farklı konularla yine gündemde değiller mi?