SEÇİM SEÇİM DEDİKLERİ
Türkiye, bir asıra yaklaşan siyasi tarihinde, beş gün sonra bünyesinde pek çok ilkleri barındıran bir seçim yaşayacak. Bu seçimde oy verme şansını yakalayanlar, ilerleyen yıllarda seçim hatırlarının taze sıcaklığını gönüllerinde muhafaza edecektir.
Beklenen gün geldi, seçime beş gün kaldı. Üç adaylı seçim yarışının aslında sonucu şimdiden belli. On iki yıldan beri gece gündüz millet ve memleket için çalışan, özgün politika ve kurallarla hükümet eden Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözüyle bakılmaktadır.
Bundan önce TBMM on bir Cumhurbaşkanını seçti. Seçimlerde halk iradesi asla dikkate alınmadı. Halkın rüştünü ispat etmediğine inanılmış ve öyle karar verilmişti. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştığında parlamentoda tezgâh kurulur ve mutlaka bir aday dayatılırdı.
Dayatma ile seçilenler, halka karşı kendilerini sorumlu hissetmedikleri gibi, millete hep yukardan bakmışlardır. Rahmetli Turgut Özal ve Abdullah Gül dışında, hiçbiri Çankaya’yı halkla bütünleştirememiştir
Aslında öteki iki adayın seçim nutuklarında bir gerçeği dile getirmeleri ve Tayyip Bey’e teşekkür etmeleri gerekir. Çünkü 12 Eylül Referandumu ile millet iradesini öne çıkaran Tayyip Erdoğan’ın bizzat kendisidir.
Seçimler kadar seçim sonrası da son derece önem arz etmektedir. Öncelikle mevcut meri kanunlara göre Cumhurbaşkanı ile beraber Türkiye’nin yeni Başbakanı da seçilecektir. Ancak gözden kaçırılmaması gereken en önemli konu, yeni Cumhurbaşkanı halk iradesi ile köşke çıkmaktadır. Tavrı ve yetkileri elbette farklı olacaktır.
Yurt içinde olduğu kadar yurt dışında Tayyip Erdoğan’ın önünü kesmek için bir çember oluşturulmaktadır. Bu durumda Tayyip Erdoğan’ın başarısı kadar zuhurattan aday gösterilen İhsanoğlu’nu bekleyen hazin sonuç, üzerinde düşünülmesi gereken diğer bir önemli konu.
Profesörlük unvanı bile tartışmalı Ekmel Bey, sonuçlar açıklandıktan sonra, kendisini yalnızlık girdabına sürükleyenlerden kaç kişiyi yanında bulacaktır? Yoksa oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi ağlayarak, olgunluğunu ispat etmiş kendisini büyük bir nezaketle elemiş milletimizi mi suçlayacaktır?
Hepsi bir tarafa, layık olmadığı bir makama gelmek amacıyla çatıya çıkarılmasının bir tezgâh olduğunu, çatıdan düştüğünü anlayacak ve bunu kelimelere dökerek itiraf edecek midir? Kendisini bir nefs muhasebesine tabi tutacak mıdır?
Böyle bir ihtimal görünmüyor. Ekmel bey, öteki küsurat adayı gibi kimselere görünmeden, tıpkı adaylıktan önce olduğu gibi, tekrar bilinmeyen dünyasına dönecek, ihtiyaç duyulduğunda söze başlarken “Ben Cumhurbaşkanı adayı iken” diye başlayan ve baba dostu Mehmed Akif’in kabri başında İstiklal Marşını bile okuyamadığını, kendisini aday gösterenlerin ismini bile telaffuz edemediğini hatırlamağa çalışacaktır.
Her seçim sonucunda olduğu gibi bu seçimin de mukadder bir galibi bir mağlubu olacaktır. Bu muhteşem seçimin muhtemel galibi biliniyor. Beş gün sonrasının kesin mağlubu ise Ekmel Efendi.
Seçim seçim dedikleri,ne bir yıl ne bir asır, sadece birkaç saat. O da gelir geçer.
GÜNÜN HİKMETİ
“Allah’a dayan, saye sarıl, hükmüne ram ol
Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol.”
M. Akif Ersoy
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.