Bir ülkede en önemli hizmetlerin başında eğitim ve sağlık alanları gelir. Ülke gelişmişlikleri de çoğunluklu bu iki unsurun değerlendirilmesine göre belirlenir. Türkiye uzun yıllardır gelişmekte olan bir ülke olarak nitelendirilmektedir. Eğitim ve sağlık alanında büyük adımlar atılıyor olsa da henüz istenilen seviyeye ulaşmış değil. Bizim istenilen seviyenin altında kalmamızın temel sebeplerinden bir tanesi insan faktörünü göz ardı etmemizdir. Gelişimi sadece araçlarla, imkanlarla sınırlı gören zihniyet en önemli unsur olan beşeri görmezden gelmektedir. Unutulmamalıdır ki insan her şeyin ölçüsüdür. 

Sağlık alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Bir yandan şehir hastaneleri, aile hekimlikleri gibi gelişmiş yapılar inşa edilirken diğer yandan hizmet kalitesi artırılmaya çalışılıyor. Son teknoloji ürünlerle insanlara tedavi imkanları sunulmaya gayret ediliyor. Bu alandaki gelişmelerden tüm toplum memnun kalırken gelişmeler büyük destek buluyor. 
Emeklisi, yaşlısı, genci ile birlikte her kesimden vatandaş sağlık alanındaki adımları destekliyor ve geliştiğini görüyor. Ak Parti hükümeti ile yaşanan gelişmeler sayesinde sağlık alanında sınıf atladık. Sadece teknik olanaklar gelişmekle kalmadı, insanların bu olanaklardan yararlanması da kolaylaştırıldı. Erişilebilirlik ve ulaşım adına büyük kolaylıklar getirilerek insanların rahatça tedavi imkanlarına kavuşmalarının önü açılmış oldu.
Daha önce belirttiğim gibi Türkiye gelişmekte olan bir ülke.  Sağlık alanında atılan adımlar küçümsenecek gibi değil, çok büyük ilerlemeler kat edildi. Ancak düzenlenmesi gereken konular bitmiş değil. Teknik olanaklar iyileşiyor, insanların erişimi, ulaşımı kolaylaştırılıyor. Peki sağlık personelleri adına ne gibi gelişmeler oluyor. Hizmet kalitesi onlar adına da artıyor mu? Bu alanda eksikliklerin olduğunu düşünüyorum. Doktorların ve diğer sağlık personellerinin 24 saat nöbet sistemi ile çalışıyor olması kaliteyi olumsuz ölçüde etkiliyor. Özellikle doğu bölgelerde 24 saat nöbet tutan personel bunun üzerine icapçı olarak görev almak zorunda kalıyor. Bu durumlar sağlık alanında atılacak adımların teknik boyut dışında da yaşanması gerektiğini gerekli kılıyor. 

En önemli iki alandan biri olan eğitim konusuna gelecek olursak. Eğitim bizim ülkemizin kanayan yarası. Sürekli değişen yöneticiler ve onlarla birlikte getirilen yeni sistemler yeni nesilleri deneme tahtasına çevirdi. Bu alanda da sürekli bir gelişme olduğunu görmezden gelemeyiz. Muhakkak bir düzelme yaşanıyor ancak bu ne kadar yeterli oluyor onu tartışmak gerekir. Çağın gereklerine uygun eğitimi yakalayabildik mi diye sormak yerinde olur. 
Eğitim alanda da sağlıkta olduğu gibi teknik gelişmeler hızla hayata geçiyor. Modern okullar yapılıyor, tam gün eğitim için çalışmalar sürdürülüyor. Teknik araçlar ve olanaklar geliştiriliyor. Burada yine insan faktörü açısından yaşanan sorunlar ortaya çıkıyor.

Öğretmen yetiştirme konusunda sürekli bir şeyler ortaya atılıyor ve her atılan adım bir öncesini aratır hale geliyor. Öğretmen kalitesinin artırılması için öncelikle ücretli öğretmenlerin yerine gerçekten alan bilgisi olan eğitim fakültesi mezunu öğretmenlerin atanması gerekir. Eğitimde kalite ancak işin ehli olan insanlar tarafından artırılabilir. Bunun dışında mevcut öğretmenlere getirilen performans değerlendirme gibi çalışmalar faydalı olamaz. Öncelikle mevcut düzen sağlanmalı ve ihtiyaçlar karşılanmalıdır.