15 Temmuz öncesi ihanet şebekesi içerisinde olanlar bugün günah çıkarırcasına 15 Temmuzdan sonra gerçekleri fark ettik demekteler.

Gerçekleri fark edemeyenler ise darbeye tiyatro demeye devam etmekteler.

Fetönün özel hipnoz seanslarıyla aklını kiraya veren, ailelerini bir çırpıda silen, özel hayatlarını dahi Fetönün özel izinleriyle darma dağın eden bu insanlar      kendi dünyalarını yıkarken "zaten kaybedecek bir şeyimiz yok" diyerek mankurtlaştılar.

Kendilerine dahi itiraf edemedikleri iç dünyaları o kadar kirlenmiş, çirkefleşmiş ki kendileri gibi düşünemeyen herkesi düşmanları olarak görmekteler.

İşte darbe kalkışmasının iç dinamiği sayılan düşünce şekli tam da burası.

Fetö yapısının ana hatlarına indiğinizde kendilerinden olan ve kendilerinden olmayan bir yaklaşım şeklinin hakim olduğunu görüyorsunuz.

Bu yaklaşım Yahudilerin ari ırk yaklaşımıyla tıpa tıp aynı.

Hıristiyanların sömürge devletlerine gönderdiği misyonerlerin garip bir özelliği vardır. Etrafındaki insanlara gülücükler dağıtırken onların mezarlarını kazımak için iğne ile ilmik ilmik adeta tuzaklarını işlerler.

Onlar bir birini her yerde tanır. Sözleri, konuşma şekilleri, ifadelerindeki şifreler onların aslında gizli tapınak şifreleridir.

Kendileri haricindeki insanlar ise sadece bu tiyatroya seyirci kalırlar.

Fetö yapısının ana dinamikleri tavan ve taban olarak gruplanmış olsa da, üst tavanda olanlar gizli şifrelerle belli bir kesim içerisinde gizlenirken,

alt tabaka dediğimiz kesim ise tıpkı misyonerler gibi kendi içlerinde gizli şifrelerle görevlerini yaparlar.

Bugün 93 Bin civarında Fetö mensubu yakalandı denilmekte.

Fillerin kavgasında ezilen çimlere oluyor söylemi gibi, şuan içeride olan kişiler Fetö örgütünün elek altı mahsulleri.

Eleğin üzerinde kalanlar ise halen meçhul, halen kayıp, halen deşifre edilmemiş halde...

Dünyanın bir çok ülkesine Amerika'nın özel izinleri ile okullar açan bu örgütün uzantısı 93 bin kişiden mi ibaret.

Okullarda görev yapan öğretmenleri içeriye attık, okulları açan, okulları yönetenler ise halen kayıp...
Tanıdıklarımdan  bir tanesi yıllarca iş arıyordu, birileri torpil yapıp bu adamı Fetönün dershanesine hademe olarak yerleştirmiş. O yıllarda Fetönün  herhangi bir kurumunda görev yapmak için üst düzey millet vekillerinden torpiller dahi istenirdi. 
Bizim hademe ilk okul mezunu olan cahili kandırıp dershaneyi üzerine aldıran, bu dershane benim deyip asgari ücretle hademelik yapan bu insan şuan üst düzey Fetöcü olarak hapiste. 
Biri çıkıp seni kim kandırdı, kim sana bunu yaptırdı diyeceğine suçluyu bulduk diyerek dosyalar kapatılmakta. 
Emin olun ki kapanan o dosyanın detayında evine iki kuruş ekmek götüren bir hademe ile bu dosya  kapanıyorsa Fetöcü zihniyet 50 sene sonra tekrar hortlar.

Biri Fetö mensubu olan birini şikayet ediyor. Savcı Fetöcüyü ifadeye çağırıyor. İfadeden sonra da salıyor. Salarken de kendisini şikayet eden kişinin adını veriyor. Adı deşifre olan kişi üst düzey makamları arayıp olanı olduğu gibi anlatınca, ifadeyi alan savcının da Fetöcü olduğu ortaya çıkıyor.

Bimer'e şikayette bulunan biri, bulunduğu yerde bir Fetöcü ismi veriyor. Bir gün sonra şikayet edilen kişi elinde Bimer kağıdı ile şikayet edenin karşısına dikilip "beni neden şikayet ettin" diyor.

Korku imparatorluğu devam ederken, olayların kıyısında olanlar içeride yatarken, olayların göbeğinde olanlar ise hala dışarıda geziyor.

2010 senesinde sınavlardan konuşulurken bana sınav soruları geliyor diyen zat, darbe gecesi meydanlarda demokrasi naraları atıyor, darbeden bu yana demokrasi nöbetlerine katılıyor, boy gösteriyor. Bugün sınav sorularını çalanlar ihraç edilirken bu adam klipto şekilde hala görevinin başında duruyor.

Bunlar sayılan örneklerden sadece bir kaç tanesi. 
Diyanet işleri başkanlığında görevden alınan ihraç edilen dayı 3600 civarında iken, üst kademelerde görevden alınanlar iki elin parmaklarını geçmiyor. 
Binlerce kişi milli eğitimde ihraç edilirken bakanlık düzeyinde görevden alınanlar yine çift rakamları geçmiyor. 
2012 senesinde yapılan bir haberde devletin içine Fetöcüler sızmış manşetine bu bir saçmalık diyenler bugün Fetö ile mücadelede baş aktör kesiliyor.
Urfa'nın bir ilinde görev yapan bir imam 1997 tarihinde Fetönün bir derneğine üye oldu diye ihraç edile biliyor. 17-25 aralıktan beri Reisin uyarılarıyla bu yapıdan uzaklaşan bu imam hain damgası yerken, 2012 yılında Fetöcüler devlete sızdı haberine bu bir saçmalık diyenler bugün ordunun süvarileri grubunda yer alıyor. 
Doğru tektir ve katidir. Fetö ile ilgisi olan, Reisin uyarılarını dikkate almadan Fetöcülerin yanında olanlar ile olmayanlar iyi ayrıştırılması gerekiyor. 
246 kişi bu ülke için boşuna şehit olmadı... Dua ile...