Türkiye basınında gündemi değerlendirmek geçmiş dönemlerde ayda bir yapılırken artık günlük değerlendirme mecburiyetindeyiz. Ülke gündemi ve etkilendiği dış oluşumlar sayesinde kabuğunu kıracak yeni bir oluşuma, medya gündeminde de ihtiyaç var. Geçmişin izlerini hala üzerinden atamamış olan, değişime kapalı medya mensuplarının yenilenmesi, gerekirse görevi daha enerjik, daha kucaklayıcı seleflere bırakma zamanı gelmiştir.

Türkiye medyasında bir birinden etkilenerek gündem oluşturan, tekilden türeyen çoğulcu haber anlayışı, yanlış sonuçları beraberinde getiriyor. Devlet kavramına helal getirmeme kaygısını ve devletin gücünü sekteye uğratma artık ihtimal şüphesini kaldıramayacak kadar hassas bir konu. Yeni Türkiye yolunda tekilci anlayışla haber yapmak bir yerde çoğulcu anlayışla, devletine dört koldan sahip çıkmayı gerekli kılıyor. Fakat şahsiliği devlet kavramından önce görenler, başlıklarında cesaretsiz olabiliyor.

Geçen günlere bakıldığında bir konu üzerinde fikir yürüten ve algı operasyonu ile bunu farklı yönlerle halka sunmaya çalışan devlet karşıtlı patronlar karşısında, sadece tek savunma yöntemi, tek başlık etrafında dönüp dolaşılıyor. Yapılan destekler ve sadece doğruları yazın  ve devletinize sahip çıkın çağrılarına dahi şahsi çıkarlarıyla yaklaşanlar devletin sahipleneni olamazlar. İsrail medyasına bakıldığında devleti ile ilgili olumsuz hiçbir başlık atılmazken ve iç sorunları asla ulusal medyaya malzeme olmazken, bizim arımızı, namusumuzu da ulusal medyaya taşımaktan geri kalmayan, hatta daha rahat okusunlar diye mensubu bulundukları dillere tercümeyi yapacak kadar gözlere, sözlere perde inmiş durumda. Kendilerini gizleyenler er ya da geç gerçek yüzleriyle hesaplaşacaklardır.

Bu güne kadar aynı yolu yürümüş kişilerin artık olamaması karşıt düşüncelere malzeme verecektir fakat, karşıt düşüncenin eline malzeme verme kaygısıyla Yeni Türkiye’nin yol haritasını belirleyememek daha sıkıntılı bir durumu beraberinde getirecektir. Artık ulusal anlamda devlet kavramına daha fazla sahip çıkan, ve devlet bütünlüğü ile şahsi bütünlüğü arasında asla şüpheye yer vermeyecek kişilerin varlığı ülke menfaatleri adına daha önem arz ediyor. 

Karşıt saldırı sistemi çok iyi bilmektedir ki yeni oluşumlar için değerleri daha ileriye taşımak adına görev taksimi yapıla bilir. Gelenler bir bütünün parçaları olarak sistemi daha özümsemiş ve yeni yolda üzerine düşeni yapacak ehliyete sahiplerdir. Karşıt düşüncenin eline malzeme geçmiş fikriyatı ise tamamen  bir halüsinasyondan  ibarettir. Çünkü güçlenen Türkiye artık her alanda daha iyiyi hedefler ve daha iyiyi hedefleyen Türkiye’de bu değişimler gerekli ise mutlaka yapılmalıdır. Şahsilik devlet çıkarları karşısında sadece ufak bir teferruattır.