Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

Vedâ Ederken...

Vedâ Ederken...

Hayatta bazı başlangıçlar bitişleri de beraberinde getirir. 
Bir başlangıca yelken açtığımız bugünlerde bizim de payımıza veda etmek düştü.
Bu zamana kadar olan birlikteliğe elvedâ derken hem kendimizi hem derdimizi bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum.

Derdimiz ne idi, kimdik biz?

Biz, yüce Allah’ın bizlere belirlemiş olduğu ecel çizgisine varana kadarki hayatı helal yaşamayı kendine en güzel hikaye bilenlerdeniz.
Biz, zora talip olan, “zaferle değil seferle yükümlü olduğunun” idrakinde olan, iman sabır ve çileyle yoğrulan, sinesinde ûlvi sevdalar taşıyan, Allah’a hakkıyla kul olmak gayesinde olanlardanız. 
Biz, iki cihan  Serverinin “hubb-ül vatan minel imân”  diye buyurdukları vatan sevigisini şecaatle hissederek, kendisine kara sevda belleyenlerdeniz.
Biz, mutlâk hakikâtin nurundan ilham alarak sahte doğruların yalanlarına karşı İslam güneşiyle mücedele etmeyi kendine dert edinenlerden olma gayretindeyiz.
Bu hayattan giderken şairin de dizelerinde söylediği gibi “iman ile, erdem ile, aşk ile, insanlığı kenetleyen bağdılar” diye arkasında hoş bir sadâ bırakabilen, tarihin ve milletin hayırla yâd ettiği bir aşılmaz dağ olabilme cehdinde olanlardanız. 
Biz, inandığı yolda dimdik yürüyebilen, gerekirse kırılan ama asla bükülmeyen, harami sofrasında bulunmayan, muhannet köprüsünden geçmeyen, Allah’tan başkasına minneti olmayan, hüznü, çileyi, aşkı göğsünde kurşun gibi taşıyan, yüreklerin en mutena köşelerinde kolaylıkla yer bulan çatal yürekli yiğitlerden olabilme derdindeyiz. 
Seyyar kıbleli muhafazakarların karşısında kelâmı, selamı Kıble'ye dönük emrolunduğu gibi dosdoğru olan; beyinlerini ve kalblerini fütursuzca peşkeş çekenler karşısında ise inancından taviz vermeyen civanmert insanlardan olabilmeyi kendine dert edinenlerdeniz. 
Biz, mazlum diyarlarda seher vaktinde gülleri solanların feryadına kulak asmayanlara karşı onların acısını yüreğinin en derinlerinde hisseden korkusuz yiğitlerin yanında yer alabilmeyi kendimize en güzel dert bildik. 
Bizim derdimiz varlığını Hakikât'e adayan, sonsuzluk sahibine ulaşmayı düşleyen hakikât yolcuları ile aynı kervanda olabilmek. 

Bu zamana kadar düstûr edindiğimiz bundan sonra da edinmeye devam edeceğimiz “gâyesiz bir hayatın, manasız bir kelimeden ne farkı vardır” anlayışıyla hayatımıza Hakk’ın rızasına göre şekil verme ve ömrümüzü "ilayı kelimetullah için nizâm-ı âlem" davasına adama gayretinde olacağız.
İnşallah her vedâ ardımızda hoş bir sadâ olur. Selametle kalın.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR