Türk-İslam medeniyetinin öncüleri
İslam, Cenab-ı Allah’ın insanlığın kurtuluşuna vesile kıldığı son ve yalnız hak din… Onun insanlığa sunduğu nur çeşmesinden gelen ilk damla, ilk emir ”Oku!”
Tüm dünyanın cehalet karanlığına gömüldüğü, insanlığın gönüllerinin ve beyinlerinin aşksız, sevgisiz, bilgisiz kaldığı bir devir… Ve bu devri aydınlatan dünyadaki mutlak aşkın, sevginin ve bilginin son temsilcisi “hatemül enbiya” Efendimiz (sav)…
Efendimizin insanlığa sunduğu emirler manzumesinin ilk ihtarı olan “İkra” ayeti kerimesine müminler öylesine sarıldılar ki şimdilerde bahsettiğimiz o büyük medeniyeti inşa ettiler… İlmin bile tek başına kifayetsiz kaldığı dünyada onlar gönüllerini aydınlatan nuru dünyanın dört bir tarafına taşıdılar… Sonrasında İslam ile müşerref olan şanlı ecdadımız da bu medeniyeti zirveye taşıdılar. Rahmetli Seyyid Ahmet Arvasi Hoca’nın da belirttiği üzere “İslam’a yüce sahabe kadrosundan sonra en büyük hizmeti aziz Türk milleti yapmıştır.”
Türk milleti İslamiyet’i kabul ettikten sonra kendi içinden çıkardığı büyük ilim ve gönül adamlarının yanında dünyanın birçok yerindeki ilim adamları ve gönül sultanlarının da buluştuğu büyük bir medeniyet ortaya çıkardı. İşte yazılarımızda Türk-İslam medeniyeti diye çokça vurguda bulunduğumuz mazisi Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı anla başlayan, büyük Türk Hakanı Abdülkerim Satuk Buğra Han’ın İslamiyet’i kabul etmesiyle ivme kazanan ve son cihan imparatorluğumuz Osmanlı ile de zirveye varan medeniyet budur!
Bu medeniyet insanlığın gönüllerine ışıklar saçmasının yanında ilimde, fende, mimari, sanat ve estetikte de insanlığa öncülük etmiştir. Batı’nın ortaçağ dehlizlerinde süründüğü, İslamsız gönül ıstırabı çektiği, beyinlerde ilmin ve fennin aksine kiliselerin hüküm sürdüğü bir devrede bizler dünyanın medeniyet mihveriydik. Fakat aradan geçen uzun yıllar, o günlerde batıya atfettiğimiz birçok ıstıraba bugün bizim gark olduğumuzu gösteriyor. Türk milleti ve istisnasız İslam dünyası bugün rahmetli Cemil Meriç’in ifade ettiği “geri bırakılmışlığına az gelişmişlik damgası vurulmuş” durumda.
Bu geri bırakılmışlığın sebeplerinin birçoğu tespit edilmiş hala da tespit edilmeye devam ediyor… Fakat bu geri bırakılmışlığın Türk milletinde bir sendroma dönüştüğünü düşünüyorum… Sanki batı medeniyeti her dönemde bizim üstümüzde ve her dönemin öncüsü olarak gösterilmeye ve zihinlere kazınmaya devam ediyor. Bizim medeniyetimiz ise gözlerden kaçırılmaya, beyinlerden silinmeye devam ediliyor. Bugün sanki elimizde ne varsa Batı’nın, ne bela gelirse de Doğu’nun gibi gösterilmeye devam ediyor… Bunların aksine bugün tıpta, mimaride, astronomide v.b neredeyse tüm ilim sahalarındaki çalışmaların baş aktörleri Türk-İslam medeniyetinin içinden çıkmıştır…
Ben bu medeniyetin içinden çıkan büyük ilim adamlarının tanınması ve bilinmesiyle Türk milletine yeni ufuklar açabileceğini düşünüyorum… Bunun için de bu köşede Allah’ın izniyle Türk-İslam dünyasının çıkardığı büyük ilim ve bilim adamlarını sizlerle paylaşmaya çalışacağım… Bir seri halinde devam etmek niyetinde olduğum bu yazılar inşallah Türk gençliği için “bir kere yaptık yine yaparız” bilincinin yerleşmesine vesile olur… Gayret bizden tevfik Allah’tan…
Baki selam ve muhabbetlerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.