Türk Dünyasına Türk Gibi Bakabilmek
“Nerede evliya kabri varsa orası Türk toprağıdır. Evliyası olmayan yerde Türk de yok demektir; eğer olsaydı mutlaka içlerinden ya bir şehit ya bir ulu kişi çıkardı ve halkın gönüllerini kendi kabri üstünde birleştirirdi.” Erol Güngör
Erol Güngör’ün tabiriyle evliya kabri olan her yer Türk toprağıdır ve bizim tarihi sorumluluk dairemizin içindedir. Türk milleti geniş bir coğrafyaya dağılmış ve gittiği her yerde çeşitli eserler vermiş, Türk milletinin kültür hazinesine yenilerini eklemiştir. “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar” diye tanımladığımız coğrafya bizi biz yapan değerleri kazandığımız ve Türk milletini büyük bir millet yapan hasletleri kazandığımız kültür havzamızdır.
Türk dünyasının bizim için öneminin yanı sıra bazı devletlerin çatışma bölgesi olduğunu da unutmamak gerekir. Ata topraklarımız olan Türkistan’ı Rusya’nın kendisi için bir hayat sahası olarak görmesi sebebiyle ABD’nin bu coğrafyaya özellikle FETÖ eliyle müdahale etmeye kalkıştığı, Çin’in tarihi İpek Yolu’nu canlandırma projesini baltalamak için farklı devletlerin bu coğrafya üzerinde planları bulunduğu bir gerçektir. Bunun dışında Güney Azerbaycan’ı İsrail ve ABD’nin İran’a karşı bir koz olarak kullandığını da göz önünde bulundurmamız lazım.
Özellikle son yıllarda NATO’nun gençlik yapılanması YATA gibi organizasyonların Güney Azerbaycan, Doğu Türkistan gibi kanayan yaralarımızı kendilerine paravan yaparak Türk milliyetçilerinin içine sızmaya çalıştığı ve bazı insanların samimi duygularını, milliyetçiliklerini kullandığını görüyoruz. Evliya kabrinin bulunduğu her toprak bizim toprağımızdır ve derdi de bizim derdimizdir. Derdimizi dert edinmeyen, asıl amacı ABD kaynaklı fonlardan nemalanmak olan bazı zevatın bizim derdimizi kullanmasına müsaade etmememiz ve bu konuda dikkatli davranmamız gerekiyor. Yüzümüzü Türk dünyasına çevirmemiz yetmez Türk dünyasına Türk gibi, Türk’çe bakabilmemiz de gerekir.