
Sınav Zamanı
Sınav hayatımızın her anında olan ve hayatımızı bazen içinden çıkılmaz noktalara götüren bir süreçtir. Peki, sınavlar çok mu zor? Biz mi sınavlara hazırlanamıyoruz? Sınavdan mı korkuyoruz? Sınav gereksiz midir? Hadi, düşünelim…
Sınavlar adı üstünde insanların sınandığı ve elendiği bir sistemdir. Bir yerde arz edilen yer, iş az ise ve onu isteyen çok kişi varsa sınav zorunludur. Hayır, değildir diyenlere şu net örneği verelim. Herkes devlet memuru olmak istiyor. Devlette şu an 6 milyon civarında memur vardır. Üniversite sınavına her yıl 3 milyon kişi giriyor. Sınavsız devlet memuru olmak mümkün değildir. LGS sınavına bakalım. Fen lisesi sayısı öğrenci sayısını karşılaştıralım. Neden sınav olduğunu anlarsınız. Seçmek önemli midir? Evet, önemlidir. Belli bir okula, belli bir bölüme, belli bir memuriyete birini alacaksak en iyisini almak önemlidir. Liyakat önemli bir şeydir. Sınav olarak matematik, Türkçe, fen, sosyal vs. sormak yeterli midir? Ha, bunu konuşalım. Farklı sınavlar yapılmalıdır. Seçme sistemi çeşitlendirilebilir. Sınav bence gereklidir ama sınav içerikleri, sınav çeşitleri artmalıdır. Birey birden fazla yöntemle seçilmelidir. 4 şıktan doğru olan seçeneği bulmak bu kadar da eleyici olmamalıdır.
Sınavdan korkuyoruz. Hem de tir tir titriyoruz. Deneme sınavına girerken midesi ağrıyanlar, başı ağrıyanlar onlarca öğrenci var. Neden? Sınav denen şeyin hayatın olmazsa olmazı diye kafasında kodladığı için sınavdan nefret ediyor. Midesi bulanıyor. Burada doğru psikolojik destek alamadığı için çocuklarımızı kaybediyoruz. Çevre baskısı, aile baskısı, gelecek baskısı çocuklarımızı yiyip bitiriyor. Lütfen, yapmayın! Bu çocuklar geleceğimiz… Onları kaybedersek geleceği de kaybederiz. Hocam, sınav yoksa, lise yoksa, üniversite yoksa gelecek zaten yok! Hayır, alakası bile yok… Hayatta başarılı olan sınavlardan sıfır çeken onlarca gencimiz var. Lütfen, çocuklarımızı iyi tanıyalım ve hep destekleyelim…
Geçenlerde berber olan bir öğrencimi ziyaret ettim. Çok güzel bir dükkân açmış. İşleri de gayet yerinde idi. İşinde başarılı, herkesin takdir ettiği biri olmuş. Konuyla ne alakası var diyebilirsiniz. Bu öğrencim ortaokul yıllarında ders çalışmaktan, sınava girmekten nefret eden bir öğrenci idi. Onunla konuştuğum zaman ona anlattığım ilk şey doğru yolun birden fazla olduğuydu. Sonrasında ona farklı yollar önerdim. Sonuç kendisini mutlu eden bir hayata kavuştu. Çocukları tanımak ve sahip çıkmak çok önemlidir.
Sınava hazırlanma konusunda berbat bir yapıya sahibiz. Her sınava, her ödeve son dakika hazırlanıyoruz. Bir planımız yok. Zamanlama konusunda çok kötüyüz. LGS için sekizinci sınıfta çalışıyoruz. Üniversite sınavına on ikinci sınıfta hatta mezun olunca çalışıyoruz. Bazen ikisine de çalışmıyoruz. Lise dört yıl ve her yıl o yılı halletsek aslında üniversite sınavına çok rahat hazırlanırız. Yapmamız gereken şey planlama ve işimizi ertelememektir. 4 yıl boyunca her gün iki saat ders çalıştığımızı düşünelim. 365 gün çarpı günde 2 saat: toplam 730 yapar. 4 yılda toplam saat ise 3 bin saat civarında yapar. Bunu 1 yılda nasıl yapabiliriz? Günde 8 saat yüksek odaklanma ile çalışmamız gerekiyor. Sizce bu mümkün müdür? Doğru soruların doğru cevapları vardır. Lütfen kendimize doğru sorular soralım. Eğer anne-baba isek çocuklarımıza doğru sorular soralım. Doğru soruları çocuklarımıza sormak için de lütfen iletişim kanallarımızı kapatmayalım.
Sınav için önce plan yapalım. Sonra plana sadık kalalım. Unutmayalım ki bahane insanın kendisine söylediği en büyük yalandır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.