Toplum olarak, insan olarak, millet olarak hepimiz çürümekteyiz. Ahlakımız çürümekte, vicdanımız, merhametimiz, kalbimiz, insanlığımız çürümekte. Çürümenin en tehlikeli olanını yaşıyoruz.

Bedenimizin çürüdüğü, beynimizin nerde olmaz fikir varsa onunla dolup taştığı, kalbimizin bütün iyiliklerden uzak, kimisinin ruhunun bu çürümeye yenik düştüğü bir çağda yaşıyoruz. Yaşamımız, pamuk ipliğine bağlı ve yaşanılamaz bir hale geldi. Ne koruyanımız var ne de kollayanımız. Bu ülke daha kötü bir dönem görmedi.

Her gün yeni bir olayla sarsılıyoruz. En güncel olay ise; Ünlü İtalyan Şef Andrea Minguzzi ile çellist Yasemin Akıncılar'ın oğlu 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi, İstanbul Kadıköy'de sokak ortasında yanlışlıkla omzuyla çarptı diye o çocuğun bıçaklı sadırısına uğradı. Aldığı bıçak darbelerinin üçü kalbine isabet etti.

Yerde yaralı halde yatarken bile tekmelenen Mattia, günlerdir yoğun bakımda verdiği savaşı ne yazık ki kaybetti. Ne uğruna gitti bu çocuk? İnsan canının ucuz olduğunu bir kez daha şahit oluyoruz. Mattia'nın ne koruyanı ne de kollayanı oldu. Gencecik evlatlarımız ne idiği belirsiz sebepler yüzünden her gün öldürülüyorlar. Hava soğuktur acır arabana alırsın boynunu bıçağı saplar. Araba kullanırken yolda önünü keser hatası olduğu yetmez gibi senin canını alır.

Aldığı madde sayesinde zombi gibi sokaklarda cirit atar yan gözle baktın diye canını alır. Ya da cesedini bulunması imkansız şekilde ortadan kaldırır. Bu ve bu benzeri daha ne kadar çok haber okuyacağız. İnsan artık ölümünün tek parça halde olarak bir mezarı olmasını diler oldu. Bu insanlık daha neler görecek. Bu ülkede artık bütün çocukların, yaşayan her canlının hayatı risk altındadır.

Sokaklar güvenli değil. Madde bağımlılılarının kol gezdiği ve sebebi sadece orada olmamız yüzünden bile öldürülebiliriz. Malesef suçu işleyenler de çocuk yaşta. Çünkü amaçları çocuk yaşlara kadar inip bu çocukların bilinçaltlarına öldürmeyi sokmak. Her gün görüyoruz ki bu amaç bir adım daha ileri gidiyor. Çocuklarımızın canlarının korunduğu yarınlara.