Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden itibaren, emperyalist güçlerin hedefi halindedir. Türk düşmanlığı yapanların, bölge de bulunan yerel güçleri kullanarak, Türk Devletine, Türk Milletine zarar vermek istemesi, bölgede istedikleri gibi cirit atamamalarından kaynaklanmaktadır. Geçtiğimiz yüz yılda değişen hiçbir şey olmamıştır. 1925 yılında Şeyh Said’in amacı ne ise, 2023 yılında da eli kanlı Abdullah Öcalan’ın amacı aynıdır. Değişen bir durum söz konusu değildir. Her ikisi de teröristtir. Her ikisi de Türk düşmanıdır.

Bugün bunları konuşmamız, tartışmamız bile oldukça yararsız olmasına rağmen, ne yazık ki içerisinde siyasilerinde olduğu toplumun bir kesimi, bu isimleri her gün kahraman gibi dillendirmekte, onlara sayın diye hitap etmektedir. Bu milletin vergileriyle maaş alan, bu devletin haklarından faydalanan kişilerin, Türk düşmanlığı yapan isimleri kahraman gibi anması, onlara sayın diye hitap etmesi kabul edilecek bir durum değildir. Bu isimler, kahraman Türk askerine kurşun sıkan, bölge halkının haklarını gasp eden teröristlerle aynı yolda yürümektedir. Türk Milletini temsil etmemektedirler.

Senelerdir milletin meclisini işgal eden, bu millete zarardan başka bir şey vermeyen bu terörist sevicilerin artık sonucu ne olursa olsun Gazi Meclis’ten bir daha alınmamak üzere çıkartılması gerekmektedir. Gazi Meclis, yedi düvele baş kaldırarak kurulmuştur. Bu milletin istiklali için senelerdir hizmet vermektedir. İçerisinde teröre destek verenlerin bulunması kabul edilemez bir durumdur. Gazi Mustafa Kemal’e, bu vatan için can vermiş şehitlerimize ihanet boyutundadır. Türk Milleti’nin omzunda büyük bir yüktür.

Şeyh Said neyse Seyit Rıza odur. Abdullah Öcalan’ın bunlardan bir farkı yoktur. Tarih hepsini terörist olarak kayda geçirmiştir. Unutulmasın ki aziz Türk Milleti teröristlerinde, terör sevicilerininde tarihte olduğu gibi tam karşısındadır. Onların suni gündemlerine, tahriklerine kapılmayacaktır. Teröriste terörist demekten de asla gocunmayacaktır.