Her ilde, ilçede, köyde vesselam bulunan okullarımız. Milyonlarca öğretmenimiz, idarecimiz. Millî Eğitim Bakanlığı görevlileri, çalışanları, gayret eden insanlar.
Gençliğimizi dolayısıyla geleceğimizi teslim edeceğimiz, Türkiye’nin en büyük bakanlıklarımızın başta gelenlerden ümidimiz, aydınlık geleceği hazırlayacak devasa kuruluşumuz.
Eğitimden, öğretimden, yeni neslin yetişmesi, hazırlanmasından sorumlu en önemli kurumumuz. Millî Eğitim Bakanlığımız, anne ve babalar dahil herkesin geleceğimizin teminatı, hayallerimizi ileriye taşıyacak kuruluşumuz.

İlimde, sanatta, sporda, teknikte, müzikte vs. dünya şampiyonları olup inşallah gururumuz gençlik. Bizi düşündüren, endişelendiren, ara sıra da heyecanlandıran işte bu gençlik, geleceği hazırlayan, emin adımlarla örnek, yeni dünyanın yapılanmasında önde, lider olmalı. Geleceğimiz, evlatlarımız. Topyekûn okullarımızda yetişen evlatlarımızdan memnun olup, onlara dua edip, gurur duyduğumuzun yanında, istisnaları dışında gelecek endişemiz bizi düşündürüyor.

Özgürlükler konusunda benim özgürlüğüm başta gelir deyip herkesin özgürlüğüne saygı yerine dışlayan tek tip olsun, giyim kuşamının sınırı olmasın. Benim sevdiklerimi herkes sevsin, tek başına sanal dünyada teslim olmuş arayan çırpınan gençlik yerine ben buyum, geçmişimle bugünümle dünyada her alanda lider, önder, hatta şampiyon olma gayretimle dünyanın en büyük imparatorluğunun Osmanlı torunu, Cumhuriyetimizin başarılarımla evladıyım diyenlerle gurur duyuyorum.

Ama kutsallarını kenara koymuş, ya aşağılayan eğlenme hava ve hevesi dışında, nereden geldiğini, nereye gittiğini, Yaratanını, değerlerini kenara koymuş, örnek olacağı yerine, benden kime ne, değerlerine saygı duyup yanında ezan okunsa sorsanız duymadım diyecek kadar ilgisiz. Yaradan’a şükür, teşekkür olmamasına rağmen, her şeyde ben olayım, benden başkasına bana ne diyecek kadar bencil, zevklerini, eğlencelerini, egosunu vs. ilk sıraya koymuş sanal dünyanın gönüllü esiri.
Diğer tarafta ben nasıl giyinirsem kime ne diyen, plaj kıyafetlerine yakın giyinirken, inançları gereği tesettürlü insanlara tahammül etmeyip kendi kıyafetleriyle normal karşılanmasını, hatta kime diyecek kadar özgürlük alanlarını varsayan. Başkasının özgürlük alanlarını kendisi gibi olursa, kendisi gibi giyinirse çağdaşlık deyip dünya etrafında dönecek.

Kapalı imiş, değerleri imiş vs. yasal olsun olmasın onun da o hakkı imiş diyemeyen, tek tip insan olsun, göbeğimle, kıyafetimle, çıplaklığımla neden rahatsız oluyorlar diyecek kadar da özgürlüğü sadece kendine ait sınırlayan, toplumun tamamını kucaklayan inanç ve değerlere saygılı olması gerekeceği yerde, kendisi dışında kimseye özgürlük hak hukuku tanımayan.

Aslında özgürlüklerimizi başkalarının özgürlüğüne saygılı olmamızla yaşatabiliriz. İnsanların manevi değerlerine, mabetlerine saygılı olduğunuzda bizim de kutsallarımıza saygı görürüz.

Yaşamım, zevklerim beni ilgilendirir. Kimse rahatsız edemez. Kendisi gibi olmayanları topyekûn reddetme, onları yok kabul etmek, hem insani, ahlaki, toplumsal değerlerimizi yaşatmakta vatanım, değerlerim, vicdanım, merhametim insanlığın yaşatıldığı zaman birbirimizi anlamaya, büyük medeniyetin inşasında olma arzu ve gayretin daha mutlu vicdanen rahat, bizim dediğimizde geleceğe yürüyüşümüzde emin adımlarla yeni dünyada yerimizi alırız, yeni dünyanın mimarlarından oluruz.