Tuba Arslan

Tuba Arslan

Nelere şahit olduk

Nelere şahit olduk

7 Haziran 2015 seçimleri için siyaset oldukça hareketli.  Anlaşılan o ki, bu dönem Meclis çok renkli olaracak. .  bürokrasinin farklı alanlarından memurluğa, özel sektörden Diyanete kadar hiçbir dönem böyle demokratik bir birlik olmamış ve bu denli siyeset düşüncemizi açıklayamamıştık rahatlıkla. Cumhuriyet ilanı sonrası tek partili dönemden demokratikleşmeye! Açık oy gizli sayım yaparak insanların iradelerini hiçe sayan, baskı altında özgürlüklerini kısıtlayan ve kendi anlayışlarını dikte eden bir zihniyetten yıllar sonra çok partili döneme geçilmiş ancak, kendi zihniyetleri doğrultusunda çeşitli darbeler yaparak, meydanlarda kendileri çalıp yine kendileri oynamak için gözlerini dahi kırpmadan, nice masum kanı dökmekten bir an bile çekinmeyen işte o zihniyet. Henüz doğmamış bebekleri babasız bırakıp, kürt annenin evledı ile konuşmasını yasaklayan bu zihniyet günümüze kadar çeşitli oyunlar, provokasyonlarla süre geldi. 
Bu provokasyonları fiiliyata geçirmek Ak Parti döneminde hiç te kolay olmayacaktı. Türkiye bir asırdır hiç bu kadar özgür olmamıştı. Halkın basiretinin açılması ve bilinçlenmesinin önüne geçemediler. Yıllarca Türk halkını çeşitli tehditlerle sindirip ebediyete kadar koyun gibi güdülmeye mahkum bırakacaklarını ve tabiri caizse her daim horozlarını öttürebileceklerini sandılar. Ama yanıldılar. Yıllarca ne zaman ki kendierine aykırı, Hak’tan yana, halkın yanında bir isim geldi, hain planları devreye sokmakta gecikmediler.  27 Mayıs ihtilali, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi ve 1993 darbe girişimi… ahh 93… nelere şahit oldun ! 1993, sadece Özal’ın kalp krizi, Mumcu’nun suikast, Eşref Bitlis’in ‘kaza’ ile öldüğü; 33Er’in katledildiği, Sivas’ta 37 can’ın yandığı bir yıl değil, toplumu Herc-ü merc etmeye niyetlenilmiş bir darbe yılıydı… bunları tek tek yazmayacağım, zaten hangisini anlatayım. 
Bir de 28 Şubatımız var, 28 Şubat… postmodern darbe ! Henüz Diyanet İşlerine bağlı bir Kur’an Kursunda Hafızlık eğimi almaktaydım o dönemde, askerler kursumuzu bastılar. Hiç ama hiç unutamadığım ve her hatırladığımda gözyaşlarımı tutamadığım bir gün… Diyanet yayını olmayan tüm kitapları KUR’AN-I KERİMLERİ kalorifer kazanına atıp yaktık ! Biz, en kutsalımızı yakmak zorunda bırakıldık. Kur’an Kursları kapatılmasın diye… neleeeer neler yaşaık. 28 Şubat tamamen Müslüman kimliğini yok etme amaçlı başlatılan bir zulümdü.  Ama biz biliyoruz ki Allah, plan kuranların en hayırlısıdır. Nitekim onların kestikleri köklerden filizler yeşerterek bu ümmetin imdidına yetişmiştir. 1997 yılı 12 Aralık gününde fidanını kesmek için makasları ellerine alanlar, 24 temmuz 1999 da hiç ummadıkları şekilde kestiklerini düşündükleri o fidanın köklerinden filiz verdiğini görüp, palazlanmasına şahit olacaklardı elbette.  İbrahimi yakmak için hazırlanan dev ateşi gül bahçesine çeviren Rabbim, bu ümmetin çektiği sıkıntılara, akıtılan kanlara dur diyecekti tabiki. Ve öyle de oldu. Allah, ümmetin kabul olunan duasını daha fazla gecirktirmedi. Evet, Recep Tayyip Erdoğan bu ümmetin kabul olunan duasıydı. 
İşte Ak Parti iktidarını da ellerinde bir kukla gibi yöneteceklerini sananlar, ne zamanki bunun gerçekleşemeyeceğini anladılar, işte o zaman Osmanlı’nın Jön Türkleri !!! devreye girdi. Mazlumların yanında zalime karşı dimdik duran, gönüllerde taht kurmuş, ülkesinin hem ekonomik hemde siyasi gücünü arttırmış, ülkenin refah sevisyesini yükseltmiş, öteden beri gelen Kürt- Türk sorununu ortadan kaldırmak, kardeşlik ilkesinin farkındalığını oluşturmak için önemli adımlar atmış bir Başbakan’a çeşitli darbe girişimlerinde bulundular. Zırhlı arabasında kilitli kalması, atın huysuzlaşarak üzerinde taşımaması… bunların normal seyrinde olmayan şeyler olduğunu akli selim olan herkes anlar muhakkak. Bunlar göründüğünden çok daha derin konular esasen. Bir yazımı ayrıca bunlara ayıracağım. 
Şimdi gelelim, son yıllarda yaptıkları karşısında daha ne kadar hayrete düşeceğimizi bilemediğimiz , hepimizin hakkını gasp eden ve özgürlüklerimize kast edenlere…
Gülen’i ABD ye yollayanlar, bu günlerin önsezisini almış olacaklar ki, devletin her hücresine casuslarını yerleştirdiler. Amaç, Gülen’i Erdoğan’a karşı fren mekanizması olarak kullanmatı! Karşılarında, davasına hizmet yolunda önüne çıkan engellere takılmayan, kendini insanlığın kurtuluşuna adamış, yıllarca bu ümmete yaşatılan eziyet ve zulümlere dur demekten hiç çekinmeyen biri var! 2011 Davos çıkışından sonra iyice tatmin oldular kendisini Hak yoluna adadığına o birinin… ve gizli hücrelerde olanları ortaya çıkarmak, sinsi planlarını devreye sokmak için bastılar düğmeye. Fren mekanizması olarak tuttukları Gülen’i başlattılar oynatmaya. Hakan Fidan’ın göreve gelmesiyle son derecerahatsız olanların barizlik kazanan çatışmaları ve sosyal medyayı kullanarak, arap baharını ülkemize taşıyıp, ortadoğuda başarılı oldukları planlarının finalini ülkemizde yaşatmak için zemin hazırladıkları gezi olayları… çeşitli algı operasyonlarıyla ülkeyi kaosa sürükleme çabaları da başarısız oldu. Çünkü halk, bir asırdır özlemini çektiği yönetime kavuşmuştu. Kolay kolay harcatır mıydı karanlık güçlere? Ülke, bu refahı yakalayabilmek için ne can’lar feda etti. Eskisi gibi meydanlarda at koşturtur muydu artık size… Gezi eylemlerinin de ellerinde patlamasının akabinde, sinsice hazırlanmış 17 Aralık operasyonu ile açtık gözlerimizi sabaha. Tüm çirkin hain ve sinsiliklerini gözler önüne sermekten hiç çekinmediler. Artık biliyorlar ki kolay kolay ulaşamayacaklar emellerine. O sebeple, seçime kadar bize sirayet eden etmeyen çok çirkin oyunlara kalkışacaklar. Tam bir siyonist zihniyeti altında ‘ bize kalmayan dünya onlara da kalmasın’ düşüncesi ile gözlerini karartıp, hırsları uğruna ne kanlar daha akıtacaklar! Ben şahsım adına, 7 haziran 2015 seçimleri için Ak Partiden aday adaylığını koyan herkese çok teşekkür ediyorum. Bu da bir meydan okumadır! Yeni Anayasa için, Başkanlık için, ülkemizin selameti ve sizin tüm kirli oyunlarınızı bitirmek, sizi bu ülkeden tamamen silmek için biz de varız, tarafımız bu, bilesiniz demektir. Umuyorum ki 8 haziran sabahı yeni bir Milad’a açarız gözlerimizi. Allah utandırmasın!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
SON YAZILAR