Celâlettin Yünel

Celâlettin Yünel

NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?

NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?

 

 

Tarih neden 50 yıl sonra yazılır?

Hiç düşündünüz mü?

Neden olayların üstünden 50 yıl geçmesi beklenir?

Tarihe anbean yaşanan olaylar neden geçmez?

ÇÜNKÜ,

Olayların üstündeki sis perdeleri tam 50 yıl sonra iyice temizlenir ve olaylar ancak o zaman aydınlanır.

Yaşadığımız bütün olaylarda da tam 50 yıl geçtikten sonra bakılınca anlıyoruz ki her şey aslında gösterilen gibi değildir.

İyi, kötü,

Doğru, yanlış,

Az, çok,

Her şey o zaman daha net ortaya çıkmaktadır.

Şimdi yaşadığımız bütün olayları değerlendiriyoruz kendimizce,

Peki, ne kadarı doğru biliyor muyuz?

Ne kadarında gizli dolaplar dönmüyor?

Ne kadarı şeffaf?

Biliyor muyuz?

HAYIR!

***

Sadece bize gösterildiği kadarıyla görüyor, anlıyor ve tespitlerde bulunuyoruz.

Aynı eğitim sistemimiz gibi aslında yaşadıklarımız,

İyi doğru güzel demeden,

Deneyerek hatalar yaparak öğreniyoruz.

İşte bütün mesele de bu aslında.

Doğruyu bilmiyoruz.

Sadece doğru zannediyoruz.

***

Şu an eğitim sistemi değişimden bahsediyor ve eski sistemin kötülüğünden bahsederek yoluna devam ediyor.

Peki, kimin görüş ve düşüncelerine dayanarak?

Eskilerin!!!

Değiştiren kimler?

Eskiler!

Maruz kalan kimler?

Yetişen nesil yani yeniler.

Şimdi bu sistemde mağdur olanlar başa geçince bu sistem dursun der mi?

DEMEZ.

Neden?

Çünkü sistemin kendi üzerlerindeki yanlışları anlamış durumdalar.

Peki, biz nasıl doğruya ulaşacağız?

Yenilerin görüşünü almadan, eskilerin dayattıklarıyla mı?

HAYIR!

Yenil nesillerin düşüncesini alarak.

En uygun sistemi inceleyerek ancak yapabiliriz.

Bu da mevcut sistemde öğrencilere uygulanan sınav sisteminden ziyade farklı yollar ve çözümler bularak mümkün olur.

***

Peki, ya bize öğretilen yanlışları nasıl düzelteceğiz?

Yeni bilgiler sunarak mı?

Eski bilgileri değiştirerek mi?

Ya da siz yanlış biliyorsunuz aslında öyle değil diyenlerle mi?

HAYIR!

Çocuklara ilk kurdukları kelimeden başlayarak sorgulama ve eleştirme özelliğini kazandırarak. Aslında bir bakıma onların ilk günkü gibi sorgulayıcı kalmalarını sağlayarak yapabiliriz.

Sorgulamayan,

Merak etmeyen,

İlgisiz olan,

Duyarsız olan çocuklara boşuna hedef koymayın!

Bırakın çocuklar dediklerinizden dışarı çıksınlar.

Merak ettikleri şeylerin üzerine gitsinler.

Kırmayı ve bozmayı asla bırakmasınlar.

Çünkü kırmayan ve bozmayan çocuk,

 ÖĞRENEMEZ.

Çocuğun öğrenmesi için aldığınız oyuncağı bozması lazım.

Yeniden yapması için parçalaması lazım.

Siz hiç parçalamadan birleştirdiniz mi?

Ya da bir şey bozulmadan tamir ettiniz mi?

Ya da bir şey kırılmadan onu düzeltmeye çalıştınız mı?

EVET.

Bir şeyin öğrenilmesi için bozulması lazım.

Tamir edilmesi için kırılması lazım.

***

Çocuklarınıza sorgulamayı öğretin.

Merak etmelerini sağlayın.

Eğer onların olayların içyapısını çözmesini istiyorsanız onlara her söyleneni ve her duyulanı sorgulaması gerektiğini hatırlatın.

Ve her şeyden sonra sorun, “NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUN?” diye…

Vesselam…

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR