Çocuğunu kaybettiği halde bu duruma sabreden Müslüman’a, Cenab-ı Allah’ın verdiği mükâfat Ebû Musa (ra) tarafından naklediliyor: “Resûlullah şöyle buyurmuştur:

Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Allah Teâlâ meleklerine:

- Kulumun çocuğunun ruhunu mu aldınız, buyurur. Melekler:

- Evet, derler. Allah Teâlâ:

- Kulumun gönül meyvesini (ciğerparesini) mi kopardınız, buyurur. Melekler:

- Evet, derler. Allah Teâlâ:

- Peki, kulum ne dedi, buyurur. Melekler:

- Sana hamdetti ve ‘innâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn’ diye istircâda bulundu, derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ:

- O halde kulum için cennette bir ev yapın ve adını da“hamd evi” koyun, buyurur.” (Tirmizi, Cenaiz 36)

***

Buradan da anlaşılacağı gibi buluğ çağına girmemiş evladını kaybeden bir aile, bu duruma sabreder, ağzından kötü söz yerine sadece ve sadece Allah’ı yücelten sözler çıkarsa, kulun bu sabrı neticesinde Cenab-ı Allah, onu cennetine dâhil eder. 

Cennetinde de ona ismi “hamd evi” olan bir mekân hediye eder.

Onun için evlat acısı yaşasak da bize üzülmek yakışmaz sadece bu dertlerin bize Allah’tan geldiğine inanıp rabbimize şükretmek gerekir. 

Benim büyük bir derdim var Allah’ım demek yerine; dertlerimize karşı benim büyük bir Allah’ım var demek gerekir. 

İşin özü daima şükretmeliyiz.

Ve bu dünyada sınandığımızı da aklımızın ucundan çıkarmamalıyız. 

Geçtiğimiz günlerde yaşadığım üzücü olayları da sizlerle paylaşmaktan geçemeyeceğim ve aslında anlatmak istediklerimi bu bölümde yazacağım. 

Çok sevdiğim amcaoğlumun bebeği henüz anne karnında iken vefat etti. 

(Verilere göre, dünyada 3 milyonu aşkın bebek doğmadan anne karnında ölüyormuş.) 

Yine kız kardeşimin 2 gün önce doğan çocuğunun ciğerinde üzüm taneleri gibi kis olduğu belirlendi ve o günahsız çocuğun nefes almakta zorlanacağı, bunun tedavisinin sadece Amerika’da yapılabileceği doktorlar tarafından bize söylendi. 

Bu durumu düşünmek bile insanı acıtıyor, üzüyor; ama bizler Allah’a isyan değil dua ediyoruz. 

Çünkü derdi veren Rabbim, dermanını da mükafatını da elbette verir, bunu asla unutmamak gerekir.