Manevi iklim'in esintilerini taşıyan, feyzin, bereketin ve muhabbetin  dolu dolu yaşandığı mübarek üç ayların ilki olan Receb ayının, son günlerini yaşıyoruz. İnşallah bu mübarek ay'a layık olduğu önemi verebilmiş ve ondan hakkıyla faydalanabilmişizdir. Bundan iki adım sonrası da Peygamber Efendimiz'in "Benim ay'ım" buyurduğu Şaban ayıdır. Bu ay'ın da Hepimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
   
    Şaban-ı Şerif, mübarek üç ayların ikincisi olup hadis-i şeriflerde hayır ve bereketin indiği, günahların temizlendiği ve bu ayda yapılan her amel ve ibadete 300 kattan fazla sevap verildiği bildirilmektedir. Yine hadis-i şeriflerde kulların amellerinin de, Şaban ayında Rablerine arz edildiği anlatılmaktadır. Bu sebepledir ki, Resulü Ekrem Efendimiz, (s.a.v) Şaban ayına çok değer verir ve "Ya Rabbi! Receb ve Şaban'ı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." diye dua ederlerdi.

Şaban ayı'nın diğer aylardan üstünlüğü,  Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) diğer peygamberlere üstünlüğü gibidir.

Peygamber Efendimiz Şaban ayı hakkında şöyle buyurmuştur :
" Şaban Benim ay'ımdır. Kim Şaban ayına değer verirse, muhakkak ki o, Benim emrime önem vermiş olur. Benim emrimi büyük tutana ise, Ben kıyamet günü öncü bir kurtarıcı ve iyi bir hazırlık olurum." (Dürül Mensur)

Bu mübarek ay'ın ihyasını da yine Peygamber Efendimizden öğreniyoruz, bu konuda hz. Aişe validemiz şöyle buyuruyor :
" Rasulullah'ın hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şaban ayının tamamını oruçla geçirirdi." Peygamber Efendimiz
bir başka hadis-i şeriflerinde de  Şaban ayında oruca neden bu kadar çok rağbet ettiğini şöyle açıklamıştır:
" Şaban,  Receb ile Ramazan arasında bir aydır. Fakat insanlar on(un faziletin)den gafildir. Halbuki onda kulların amelleri, Rabb'ül-Alemine yükselir. Ben de oruçlu olduğum halde amelimin Allah'a yükselmesini severim. " (Gunye 1/187)

   Bu ay,  hayır kapılarının açıldığı aydır. Bu ayda bereketler iner. Bu ayda hatalar işlenmez olur, günahlar silinir. Bu ayda Peygamber Efendimize çokça salevat getirilmelidir. Nitekim Allahü teala Ahzab suresi 56. ayetinde" Şüphesiz ki Allah ve melekleri Peygamber'e salat eder (onu kutsar/övgü ve iltifatla anar) lar!  Ey iman edenler siz de ona salat-ü selam edin (kutsayın,  onun şanını yüceltmeye ve ona tam bir teslimiyete özen gösterin). Buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz de " Bana bir defa salevat-ı şerife okuyana,  Allahü teala on kere salevat okur (yani,  ona on defa rahmet eder)"  buyurmuştur.

   Yine bu ayın tam ortasında öyle bir gece vardır ki İslam alemi için en hayırlı gecelerden biridir. Bu gece Berat Gecesidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v)  bir hadis-i şeriflerinde  Berat gecesi'nin feyiz ve bereketini şöyle  anlatmaktadır. " Şaban'ın 15. gecesi geldiğinde uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir :
" İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, hemen rıxık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim."  (İbni Mace) Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder.
 
  Bizler de yine, Receb ay'ında olduğu gibi bu ayda da çokça tevbe edip günahlarımızın affı içi  yalvarmalı, salevat-ı şerifler çekmeli anlamını idrak ederek Kur'an-ı Kerim okumalı sıhhatimiz elverdikçe oruçlar tutmalıyız.
Bu ay'ın hürmetine beğenmediğimiz kötü huylarımızı terk edip Ramazan-ı şerife kendimizi hazırlamalıyız.

Selam ve dua ile...