Son dönemler de dövizin artışı ve ekonomide ki durgunluk yavaş yavaş etkisini göstermeye başladı. Hükümet tarafından bu durum epey gizli tutuldu fakat artık engellenemez hale geldi. 

Bu hafta milli ekonomi üzerine yazacağım. İlerleyen süreçlerde ekonomik durgunluk üzerine fikirlerimi belirteceğim. 
İnsanlar yüzyıllardan beri birçok farklı millet ve devletler kurarak ayrı ayrı teşkilatlanmışlardır. Tarihe baktığımızda ne kadar millet ve devlet kurulduğunu görürüz. Bu bize insanlığın yüzyıllar boyunca bağımsızlık şuuruna sahip olduğunu gösterir. 

Kurulan her devlet ve millet yaşadığı coğrafi konum ve şartlara, edindiği tarihi tecrübeye göre kendi ekonomik yapısını inşa etmiştir. Yani her milletin kendi ekonomisi kendi manevi ve maddi şartlar içinde, çok yönlü ve çok biçimli bir şekilde gelişme göstermiştir. Dolayısıyla ekonomik yapısı ve sorunları aynı olan iki millet var olamaz. Tabi coğrafi konumun ve coğrafi şartların etkisi ile benzer ekonomik yapıya ve sorunlara sahip olan milletler olabilir ama kesinlikle aynı değildir. 

Ekonomi başlı başlına bir ilimdir. Her ilimin gerektirdiği gibi ekonomi de objektiflik, determinizm ve üniversal olma şartını sağlaması gerekmekle birlikte, milletlerin coğrafi konum ve şartlarına, nüfus yapısına, kültür değerlerine, milletler arası temaslarına ve tarihi tecrübelerine göre değişmek zorunda kalacaktır. Bu da ekonomiyi tavsifi yani niteleyici bir ilim yapar. Bize göre ekonomi teoride bir ilim olsa da pratikte millileşmek zorundadır. Haftaya devam edeceğiz. 
Selametle…