Mezhep nedir?
Mezhep; kelime anlamı olarak bir dinin görüş ve anlayış ayrılıkları dolayısıyla meydana gelen, belli kuralları bulunan, kendine has inançları ve davranış halleri bulunan dalların her birine verilen isim olarak geçer.
Dini anlamı ise; müçtehit ismi verilen Müslüman alimlerin bir konu hakkında büyük çaplı araştırmalar yapıp, tezler öne sürüp, o tezlerin gerçekliğini tespit ettikten sonra yaptıkları yorumların, din adamları tarafından ayet ve hadislere bakılarak dine aykırı bir durumunun bulunmaması sonucu kabul edilmesiyle ortaya çıkan fikirler ayrılığıdır. Mezhepler nelerdir dediğimizde karşımıza iki ana başlık çıkar. Mezhepler kaça ayrılır sorusunun cevabı olan bu ana başlıklar da kendi içinde ayrı ayrı gruplandırılır. İslam dinindeki ana mezhepler fıkhi ve itikadı olarak ikiye ayrılır. Fıkhi mezhebin kendi içindeki dalları da; Hanefilik, Şafiilik, Hambeliler ve Malikilik olarak dört dala ayrılır. Fıkhi mezhepler; ticaret hayatının kurallarını, evlenmenin kurallarını, boşanmanın kurallarını, miras dağıtımının ve kimlere nasıl bölüştürüleceğini, nasıl ve hangi durumlarda ibadet ederken nelere dikkat edileceğini, sünnetler ve benzeri durumları açıklığa kavuşturmaya çalışan, bu konulara açıklık getirmeye yönelik olan mezheplerdir.
Mezhepler nasıl ortaya çıktı sorusunun cevabı aslında hepsi için benzerdir. Mezhepler arasındaki farklar var oldukları toplumların gelenek ve göreneklerinden kaynaklanmaktadır.
İslam dininde var olan dört ayrı Sünni mezheplerden birisi olarak kabul edilir. Bu mezhebe inanan İslam topluluğuna Hanefi denir. Bu mezhepteki İslam topluluğunun kabul gördükleri inanç mezheplerine de maturidilik denir. Hanefi mezhebi İslam dininde en yaygın olan mezheptir. İsmini de kendi kurucusu olan kişiden alınmıştır.
Hanefi mezhebinin kurucusu, Ebu Hanife adında Müslüman bir alimdir. Hanefilik mezhebi de ismini, mezhebi kuran kişiden almıştır. Ebu Hanife’nin gerçek ismi asıl olarak Numan’dır. Ebu Hanife’nin babasının ismi ise Sabit’tir.
Ebu Hanife’nin babası, Hicret yıllarının 80. senesinde doğmuştur ve 180. senesinde ölmüştür. Ebu Hanife o dönemlerde imam manasına gelen imam-ı azam lakabını oradan almıştır. Kendi döneminin en iyisi olan Ebu Hanife’nin bir okulu vardı ve bu okulda öğrencilerine araştırmalarını anlatıp, görüşlerini ve sahip olduğu özellikleri aktarıp öğrencilerini bu yönde eğitmeye çalışmıştır.
Hanefi mezhebine göre kadere inanmak, iman etmek gereklidir.
Bu mezhebe göre Allah’ın emirlerini yok saymayan, reddetmeyen ve yasaklarına itaat edip, uyan dine bağlanır. Toplumda iyi, temiz kalpli, imanı güzel, dine aykırı davranışlar sergilemeyen kişi olarak örnek olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.