Filistin: 70 Yıllık Yurtsuzluk
Mevcut durumda 5.2 milyonun üzerinde kayıtlı mülteciyle Filistinliler, dünyanın en büyük mülteci gruplarından birini oluşturuyor. Filistinli mültecilerin büyük bir kısmı Ürdün, Lübnan, Suriye ve İşgal Altındaki Filistin Topraklarında, çoğunlukla esas evlerinden ve kasabalarından 100km’den daha az uzaklıkta yaşıyor.
Yalnızca bu ülkelerde ve topraklarda faaliyet gösteren BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler için Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) tahminine göre UNRWA’ya kayıtlı 5.1 milyonun üzerinde mültecinin 1.5 milyonundan fazlası tanınmış 58 mülteci kampında, kalan kısmı ise şehirlerde ve kasabalarda yaşıyor. Diğer yaklaşık 100.000 kişi BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin yetki sınırlarında kalıyor ve Mısır, Irak ve Libya gibi ülkelerde yaşıyor. Filistinli mültecilerin çoğu bu ülkelerde yoksullukla ve sistematik insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor.
Şu an İsrail olarak bilinen topraklardaki evlerini terk etmek zorunda kalan veya evlerinden zorla çıkarılan Filistinliler ile onların bölgeyle asli bağlarını sürdüren torunlarının uluslararası hukuk gereğince geri dönüş hakkı var. Fakat Filistinlilerin yakın gelecekte (birçoğu zaten yıkılmış olan) evlerine veya asıl köylerine ve şehirlerine geri dönebilmeleri olası görünmüyor. İsrail, Filistinlilerin haklarını hiçbir zaman kabul etmedi.
Filistinliler kayıpları için hiçbir şekilde tazminat almadı ve geri dönmelerinin mümkün kılınacağına dair bir ihtimal neredeyse yok. Filistinlilerin büyük çoğunluğunun, özellikle durumlarının belirsiz olduğu Suriye ve Gazze Şeridi ile sistematik ayrımcılığa maruz kaldıkları Lübnan gibi yerlerde, çektikleri zorlukları kısmen hafifletebilecek olan yeniden yerleştirmeye erişimi de bulunmuyor.
Filistinli mülteciler on yıllar içinde defalarca toplu olarak yerlerinden edildi ve bazıları birden fazla defa evini kaybetti. 1967’de İsrail’in Doğu Kudüs de dahil Batı Şeria’yı ve Gazze Şeridi’ni, yani Filistin Topraklarını işgal etmesi sonrasında yaklaşık 300.000 Filistinli yerinden edildi.
O tarihten bu yana, İşgal Altındaki Filistin Topraklarında yaşayan on binlerce kişi daha, İsrail’in topraklarına saldırganca el koyması, hukuka aykırı yerleşim kurma politikaları, ev yıkımları ve Filistinlileri zorla yerinden etmesi sonucunda evsiz bırakıldı. Özellikle Gazze Şeridi’nde gerçekleştirilen askeri saldırılar, Filistinlilerin yerinden edilmesini ve mülksüzleştirilmesini daha da vahim hale getirdi.
Ürdün, Lübnan ve yakın zamanda Suriye de dahil olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerde yaşayan Filistinli mülteciler, silahlı çatışmalar ve şiddet nedeniyle evlerini terk etmeye zorlandı.
Şimdi ise İsrail denen örgütün esiri olmuş ve masumlar bir bir ölüme terk edilmiştir. Elektrik, su ve gıdayı keserek Filistin halkının soyunu kurutmayı amaçlayan bir örgüt her açıdan kabul edilemez davranışlar sergilemekte. Mazlumun çaresizliğini fırsat bilip saldırıyı daha da artırarak insanlık dışı suç işlemekte. Bu görüntülere dayanamıyor ve durmasını, daha fazla masumun ölmesini istemiyoruz. Umarım tez zamanda bu günler de geçer.