Ahmet Sefa DİKTEPE

Ahmet Sefa DİKTEPE

Mazlum Coğrafyalar III – Yemen

Mazlum Coğrafyalar III – Yemen

"Bir milletin ölüsü, bir toprağı vatan yapmaya yetseydi, Yemen'in Türk vatanı olduğundan kim şüphe edebilirdi?” diyor Mehmed Niyazi Hoca “Yemen! Ah Yemen!” kitabında… Vatanın her karış toprağında olduğu gibi Yemen’in savunması içinde çok büyük bedeller ödemiş Türk askeri… Yaklaşık beş yüz sene idaremiz altında bulunan bu toprakları sömürgeciliğin, kanın ve gözyaşının eline teslim etmemek için… Teşkilat-ı Mahsusa, sıradağlar gibi neferlerini burada kaybetmiş, Kuşçubaşı düşman eline Yemen’i ve dahi Mekke ve Medine’yi savunmak için düşmüş. Ancak Yemen bütün bu mücadeleye rağmen düşman eline geçmiş ve bir asırdır da can çekişiyor.

Yemen Uzakdoğu’dan Avrupa’ya giden ticaret yollarının kesişme noktası, Arap Yarımada’sıyla, Afrika Kıtası’nı ayıran Babül-Mendep Boğazı’nın bir yakasını tutuyor. Tabi, bilinen hikâye Dünya’da sömürgecilik yarışının zirveye ulaştığı dönemde gözler Yemen’e de dönüyor. Hem emperyalizm karşısında duvar olan Osmanlı’nın yıkılması, hem de önemli bir ticaret merkezi olan Yemen’in ele geçirilmesi gerekiyor. Ve nihayetin de Yemen işgal edilip, Osmanlı mülkünden koparılıyor. Hem de Türk askerinin açlığa, sefalete rağmen üzerine türküler yakılan destansı mücadelesine rağmen…

Yemen bizden koparılalı bir asır geçti. Ancak Yemen’de ki savaş hala sona ermedi. “Arap Baharı” hikâyesiyle istikrarsızlığına, istikrarsızlık katılan Yemen bitmez tükenmez bir iç savaşın içine sürüklendi. Yemen’de bugün kimyasal silahlarla kundakta ki bebekler öldürülüyor; kadınlara, yaşlılara acımadan yapılan bir katliamın ortasında Yemen! BM raporları, uluslararası gözlemcilerin yazdıkları, yarım yamalakta olsa Yemen’de ki vahim tabloyu tespit için yeterli… Ancak ne hikmetse(!) Yemen’de çözüm için kimseyi sahada göremiyoruz. Oluk oluk akan kan ve gözyaşına rağmen Dünya, Yemen’i görmezden gelmeye devam ediyor. Biliyoruz ki Yemen’i ne küresel güçler kurtaracak ne de Yemen’in topraklarına sulanan körfez ülkeleri… Yemen’in umudu bir asır önce olduğu gibi bugünde Anadolu’dur! Tam da burada söze başladığımız kitaptan Mehmed Niyazi Hoca’nın o günden bugüne seslenişini paylaşmak istiyorum sizlerle… Üzerinden seneler geçse de biz hala aynı şeyleri konuşuyoruz.

“Bazılarının “Bizim Yemen’de ne işimiz var?” diye sık sık homurdandıklarını duyuyoruz. Bu beyinsizler “İngilizlerin Aden’de ne işi var?” sorusunu kendilerine neden sormuyorlar? Azıcık beyni olan Eritre’ye İtalyanların, Cibuti’ye Fransızların hangi mantıkla yerleştiklerine kafa yormaz mı? Kızıldeniz’in, önemle Babü’l-Mendep Boğazı’nın stratejik değerini anlamayan budalalardır. İstanbul’un güvenliği nasıl batıda Tuna’dan başlarsa, güneyde de Babü’l-Mendep Boğazı’ndan başlar.”   

Baki selam ve muhabbetlerimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR