İstanbul'da Şaşırdığım Manzaralar
1 Haziran ile 4 Haziran 2021 tarihleri arasında İstanbul'da olacağım. Burada 4 gün içerisinde ne maceralar yaşarım, ne olaylar kaleme alırım derken, henüz İstanbul'a geldiğim saatin üzerinden, 24 saat geçmeden gördüğüm manzaraları aktarma kararı aldım.
Turistin bol aktığı, trafiğin hiç susmadığı, otobüslerin, Marmaray'ın ve vapur seferlerinin ağzına kadar dolu olduğu İstanbul'dan gördüklerim şu şekilde;
1-) Pek çok insan maske takmıyor. Güvenceleri ne anlamak mümkün değil.
2-) Kapalı veya toplu ortamlarda sigara içilmeme yasağına uyan bir kişi dahi görmedim. Sigaranın yanı sıra, çeşitli içecek tüketenlerin sayısı da bir hayli fazla.
3- ) Toplu taşımada istisna olmuş olabilir ama maske takılmadığı için uyarı da bulunan şoföre denk gelmedim.
4- Polis ve zabıta gibi çeşitli personellerin vatandaşlara uyarıda bulunduğunu veya korona tedbirleri kapsamında uygulanan kurallara hatırlattığına denk gelmedim.
Kısacası, İstanbul'da korona bitmiş. Şimdi bu manzara karşısında insanın aklına ne geliyor biliyor musunuz?
Bu kadar insan sokakta, bu kadar uyarı ve tedbirler hatırlatılmazken, nasıl oluyor da vaka sayısı çatır çatır düşüyor?
Ben vaka düşmesin demiyorum. Keşke koronasız ve virüs olmayan güzel ve ferah bir hayat yaşayabilsek derdindeyim.
Ancak gördüğüm manzarayı çok garipsiyorum. Kış aylarında kimse dışarı çıkmazken, rekorlar üstüne rekor kıran virüs, yaz sezonunda bu denli bir dolgunluğa rağmen nasıl oluyor da düşüş gösterebiliyor çok merak ediyorum.
Aşı veya her ne uygulanıyorsa, bence çok güzel yapılıyor. Ancak bu gördüğüm manzaralar yaşamımızın bir köşesinde yer alırken, yaz sezonu bitip, kış sezonuna geçiş yaptığımızda; "evinde kal Türkiye" çağırısı yenilenirse, hepimize geçmiş olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.