KURBAN KESELİM DERKEN NEFSE KURBAN GİTMEYELİM
Kurban bayramının yaklaştığı şu günlerde, herkeste tatlı bir telaş, farklı bir heyecan var.
Kurbanlık satış alanlarında piyasa araştırmasının yapılması, birlikte kurban keseceklerin ortak bulma telaşları, kesim alanlarının belirlenmesi vs..vs... Bunların hepsi maddi olarak kurban kesebilecek güçte olanların telaşı; peki ya kurban kesmeye gücü yetmeyenler, acaba onlar ne durumda? Bir de onların penceresinden bakalım bayram hazırlıklarına...
Onlar da muhtemelen, her bayram olduğu gibi, bu bayram yine kurban kesememenin verdiği hüzün, varsa çocuklarının arzulanı yerine getirememenin ezikliği ve geçmiş bayramların verdiği tecrübe ile "inşallah kurban kesen komşularımız bizi biraz daha erken hatırlar!..." Düşünceleriyle hazırlanıyorlardır bu bayrama...
Kurban, " yaklaşmak, yakın olmak " manalarına gelen Arapça kurb kelimesinden gelir. Kurbiyet ise, kulun Allahü teala hazretlerine ve, ebedi mutluluğu kazanmasına vesile olan ibadetlere ve iyi davranışlara yakın olması demektir.
" De ki: " Benim namazım, (hac, umre, diğer) ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi Allah içindir." (En'am/162)
Kurban kesmek de bu manada, Rabbin rızasını kazandıran, yıl boyu durumu zayıf olup, evine et girmeyen ailelerin de doya doya et yiyebilmesi ve sosyal dengenin muhafazası için Allahü tealanın kullarına bahşettiği; zenginin cömertliği, fakirin ise mütevaziliği ile kazandığı yegane ibadettir.
Hz. Aişe (r.anha) 'dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur : " Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğimiz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlümüz hoş olsun. " ( İbni Mace)
Hac suresi 28. Ayette şöyle buyurulmaktadır :
" Biz, her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık ki, kendilerine (Allah'ın) rızık olarak verdiği (dört ayaklı) kurbanlık hayvanlar (boğazlanırken) üzerine (yalnız) Allah'ın ismini ansınlar.Onların etinden hem kendiniz yiyin hem de darlık içinde olan fakirlere yedirin. "
Çünkü kurban aynı zamanda, paylaşmak, kaynaşmak ve yardımlaşmak demektir. Kurbana bu pencereden bakmak lazım. Yoksa kurban etinin yumuşak mı sert mi, kilosunun az mı çok mu olduğunun hiç bir önemi yok. Ama maalesef bir çok mükellef asıl gayeyi bırakıp böyle önemsiz detaylarla bu güzel ibadetin asıl amacından sapmasına sebep olmakta.
Gelin bu bayram, kurban etinin misafirlere yetip yetmeyeceğinden korkmadan, yumuşak veya sert olmasını önemsemeden, ihtiyaç sahiplerini arayıp bulmaya ve mutluluklarına ortak olmaya çalışalım. Allah rızası için kurban kesip sevap kazanmak yerine, ahiret kazancımızı nefsimizin arzularına kurban vermeyelim ne dersiniz....
Kurbanınız makbul ibadetiniz kabul olsun. Bayramınız mübarek olsun.
Selam ve dua ile....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.