Koalisyon, MHP ve Bahçeli için necat mı?
Hükümet kurma çalışmalarında Sayın Davutoğlu, ikinci durağı MHP’nin kapısını çaldı. MHP gerek parti kimliği ve gerekse başında bulunan Bahçeli ile Türk siyasetinin uzun ömürlü siyasi kadro. Gerek partinin yaşı ve gerekse uzun zamandır genel başkanlık koltuğunu işgal eden Bahçeli, katıldığı seçimlerin hiç birinde iktidar olamamış ve sürekli seçim kaybı yaşamış başarısızlığı ile maruf siyasi bir oluşum.
Bilinen tekrar edilirse, 7 Haziran seçimleri hiçbir partiye tek başına iktidar imkânı vermedi. Seçim sonuçlarının kesinlik kazanmasından sonra, değişmez genel Başkan ve seçimin mağluplarından Bahçeli’ye bir haller oldu. Ya ağzından çıkanları duymuyor veya elinden oyuncağı alınmış çocuk numaralarına yatıyor. Hâlbuki siyaset ciddi bir kurumdur ve çocuk numaralarına müsait değildir. Siyasi parti yöneticileri, önlerine çıkan fırsatları değerlendirmek, teenni ile hareket etmek durumundadır. Asgari düzeyde sahip olması gereken teenni, bu teenninin gerektirdiği ileri görüşle hareket etmek.
Sayın Bahçeli, hiçbir seçim döneminde yeni bir strateji geliştirmemiş ve kamuoyuna sunamamıştır. Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde başladığı, 7 Haziran seçimleriyle ivme kazanan müthiş ve belirgin bir Tayyip Erdoğan düşmanlığı kini üzerinden siyasetini sürdürmektedir. Bilinen bir gerçek MHP’ye mensup, Tayyip Erdoğan’ı seven yüzlerce insan bulunmaktadır. Benim çok yakın dostlarımdan isimlerini vererek bu düşüncemi doğrulayabilirim.
Aslında Sayın Bahçeli, Tayyip Erdoğan düşmanlığında son derece büyük bir çelişki içinde ve açmazda. Tayyip Erdoğan’a karşı kullandığı en önemli argümanlarından birisi Paralel Yapı tarafından kurgulanan rüşvet yolsuzluk olayları.
Hâlbuki dış bağlantıları herkesçe bilinen paralel yapının nasıl bir millet ve devlet düşmanı olduğunu kendi de kabul etmektedir. Ki 7 Haziran seçimlerinde kendilerine yüz vermedi. Paralel yapıyı hem ret edecek, hem itibar edeceksin, ne yaman bir açmazdır.
Bahçeli’nin ikinci ve en önemli açmazı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ile kurduğu ittifak. Ne büyük siyasi hataydı. Ama hala hatasından ders çıkarmış değil. Çatı adayı hezimetinden birazcık ders çıkarılabilseydi, kendisine milletvekili koltuğu ikram edilir ve Meclis Başkanlığına aday gösterilir miydi?
Aksine çatı adayının cumhurbaşkanı seçilmemiş olması Bahçeliye giran gelmektedir. Yüzde elli iki oyla Cumhurbaşkanı Seçilen Tayyip Erdoğan’a karşı sergilediği tutum ve davranış alenen bir kıskançlık belirtisidir. Bu kıskançlık duygusunu koalisyon görüşmelerinde alenen dışa vurulmaktadır.
İster koalisyon, ister erken seçim alternatiflerinin konuşulduğu bu günlerde MHP, daha doğrusu Sayın Bahçeli, yaklaşan erken seçimle bir atılım yapma imkânı yakalayabilir, özellikle iktidar partisi ortağı olarak kamuoyunun karşısına çıkabilir.
On üç yıldan beri devlet imkânlarının uzağında bulunan MHP’li dostlarımız bu fırsatı dört gözle beklemektedir. Hatta o kadar ileri gitmektedirler ki, kendilerini bir hükûmet ortağı olarak görmektedirler.
MHP’nin bu dönemde AK Parti ile yapacağı koalisyon hükümetinde neler kazanacak, neler kayıp edecek kuyumcu terazisi hassasiyeti ile tartmanın tam zamanı. Siyasetin ileri öngörü sahibi kanaat önderlerinin ve özellikle MHP mensupları dün itibariyle kaçırılan fırsatlara büyük bir öfke duymaktadırlar.
Kıdemli ama başarısız siyasetçi Bahçeli’nin dünkü görüşmelerden alacağı çok dersler bulunmaktadır. Çünkü AK Parti son on üç yıllık iktidar süresince sadece Türkiye değil dünya siyasetinde belirleyici bir rol üstlenmiş ve kendini ispat etmiştir.
Rakip partilere emir yağdırıp, yol haritası çizeceğine kendi yol haritasını belirlemesi daha iyi bir siyaset. Anlaşıldığı kadarı ile Bahçeli, tabanından yükselen seslere kulak tıkamış vaziyette.
Yaklaşan erken genel seçimlerde bile bu hırçın tutum ve davranışı ile barajın altında kalmayı hedeflemektedir. Çünkü iktidar ortağı olup, memleket meselelerine çözüm üretmek yerine kaçmayı tercih etmektedir. Tercih kendinin ama karar milletin olacaktır.
Vatanseverlerin ortak düşünce ve arzusu, ülkeyi bölmek için hareket geçen terörün tavan yaptığı bu günlerde MHP ve AK Parti’nin ortak hükümet kurarak milletin arzu ve istekleri doğrultusunda adım atmalarıdır. Hükümetsiz geçen her geçen gün, hatta saat Türkiye’nin sadece bugününe değil geleceğine darbe vurmaktadır.
Düşman belli, çare ittifak ve fedakârlıktan geçmektedir.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Nitekim yokluktan varlığa geldin... Kendine gel de söyle bakalım: Nasıl geldin? Sarhoş geldin. Geldiğin yollar hatırında kalmadı ama sana bir işaret vereceğiz; bir sözceğiz söyleyeceğiz. Aklını fikrini bırak da ondan sonra akıl et...
Kulaklarını tıka da ondan sonra kulak ver. " (Mesnevi III / 1290-1292)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.