Kavanozu sallayan kim?
Gidin bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın.
Daha sonra bir başka topraktan 100 tane bildiğimiz siyah karıncayı alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun.
İlk başta hiçbir şey olmayacaktır. Daha sonra kavanozu elinize alın, oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine bırakın.
Kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz.
Kırmızı karıncalar bunu yapanın siyah karıncalar olduğunu düşünürken siyah karıncalar bu kaosun nedeni olarak kırmızı karıncaları göreceklerdir.
Oysa çok iyi bildiğiniz üzere kaosun asıl nedeni sizin ellerinizdir.
O nedenle günümüzde gerek sosyal medya aracılığıyla, gerek başka ortamlarda, normalde hiç tanımadığınız insanlarla tartışacak ya da kavga edecek bir duruma geldiğinizde kendinize hep şu soruyu sorun;
Kavanozu sallayan kim?
***
Efendimiz (s.a.v.) sahabelerine bir ikram sırasında hizmette bulunurken, uzaklardan gelen bir atlı yanlarına yaklaşarak,
– Bu kavmin efendisi kim? diye sordu O’nu arıyorum.
Efendimiz (s.a.v.) bu soruya, gurur olur endişesiyle “benim” diye cevap vermedi. Ve o anda sahabelerine hizmet etmekte olduğundan, asırlar boyunca yankılanan ve aynı zamanda atlı adama cevap niteliği taşıyan şu sözlerle mukabele etti:
– Bir kavmin efendisi, ona hizmet edendir.
***
Mevlânâ Hazretleri, talebelerinden biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:
– Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bunlardan ibret alsa.
Mevlânâ, tebessüm ederek karşılık verir.
– Aralarında bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.
***
Öğretmen, öğrencilerin aklını karıştırmak için:
– Çocuklar demiş. Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde, neden bizi dünyaya göndermiş?
Çocuklardan biri, soruya karşılık vererek:
– Öğretmenim demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize geçerli not vermeyip imtihan ediyorsunuz?
***
Talebelerden biri Sokrat’a sormuş:
-Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?
-Evlat, demiş Sokrat. Bileğitaşı keskin değildir amma, en sert demiri bile keskin eder…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.