Çocukluğumuzda okul dönemine denk gelen 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs gibi tarihlerde, öğretmenlerimiz özellikle Osmanlı Padişahlarını bizlere gösterip onları “Hain”  olarak tanıtırdı.

Kendilerini Cumhuriyet kadını olarak gören öğretmenlerimiz, o güne özel olarak, giyebildiği en dekolteli kıyafetle okula gelirdi. Cumhuriyet’in kendilerine verdiği özgürlüğü hakkıyla tanıttıkları düşüncesiyle gün boyu mutluluktan uçarlardı.

Bu Cumhuriyet kadını olduğunu iddia eden öğretmenlerimiz, çeşitli gösteriler hazırlar, kız öğrencilerden birini tesettürlü olarak giyindirir, tesettürlü olduğu için mutsuz olan bir kadın rolüne bürünmelerini isterdi. Zavallı kızcağızlar, kendilerine verilen ‘örtülü ama mutsuz’ rolünü bizlerin karşısında oynardı.

İslami eğitimini küçük yaşta alamayan arkadaşlarımız bu gösterilerden sonra tesettürden tiksinir, dekolteli olmayı ise hür bir birey olmak sanarlardı.

Ne yazık ki birkaç gün önce 29 Ekimde haberleri karıştırırken, çocukluğumdakine benzer bir algı operasyonu gördüm.

Küçük öğrencilere Cumhuriyeti anlatma yöntemi olarak siyah çarşaf giyip yüzünü kapatan öğretmen, Cumhuriyet'in gelişinden sonra kıyafetlerin değiştiğine dikkat çekerek şıklık vurgusu yaptı.

Cumhuriyet öncesini anlatırken,

"Bakın benim neremi görüyorsunuz sadece? Başımı göremiyorsunuz. Sadece gözümü görebiliyorsunuz. Hatta Osmanlı zamanında bazen gözlerde peçete olur, bez olur, gözünüz de görünmez." ifadelerini kullandı.
Daha sonra üzerindekileri değiştirerek mini bir etek, gömlek ve şapka giyen öğretmen, Cumhuriyet'in şıklık getirdiğini savundu.

"Peki... Eldivenlerim var, kısa eteğim var, şapkam var, çantam var, gömleğim var, ayakkabılarım çok şık... Şık mıyım şimdi? İstediğim gibi giyinebiliyor muyum? Peki, yüzümün diğer yerleri görünüyor mu?" ifadelerini kullanan öğretmen, öğrencilerinden onay sesi almak için sık sık sorularını tekrarladı.

O kadar yıldan sonra hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görmek bir kez daha beni mahvetti. Kendi örfüne, adetine, dinine düşman yetiştirilmeye ve milletine yabancılaştırılmaya çalışılan ufak ufak çocukların vebali kimin boynundadır?

Artık bu konuları bir kenara bırakıp, önümüze bakmanın zamanı gelmedi mi?  Maneviyatsız bir nesille geçmişe küfür eden bir nesille bir yere varamayız. Herkes işine baksın…