Hasta kocalar tedavi edilecek
Hemen her gün televizyon ve gazetelerden takip ettiğimiz aile içi şiddet, son yıllarda ülkemizin en büyük sosyal problemlerinden biri haline geldi. Aslında bu trajik durumla ilgili “aile içi şiddet” yerine “koca dehşeti” demek daha doğru olur sanırım.
Şiddet deyince aklımıza hemen dayak ya da cinayet gelmemeli. Kadına şiddet, erkeğin duygusal baskı kurmak ve kendince otorite sağlamak için uyguladığı her türlü duygusal ve fiziksel baskılardır.
Şiddet gerçekleşip canlar yandıktan, ocaklar söndükten sonra ise verilen cezaların çok da önemi kalmıyor. Görünen o ki; verilen cezaların şiddetin uygulanmasında caydırıcı bir özelliği de yok.
Çünkü; vururum, bıçaklarım, döverim gider yatar çıkarım diyen bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Hal böyle olunca yani şiddeti ceza ile engelleyemiyorsak sorunun çözümü için belki de farklı yollar aramak lazım.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da böyle düşünmüş olacak ki Hacettepe Üniversitesi ile uygulamaya koyduğu ortak bir çalışmayla eşine şiddet uygulayan kocalara “öfke kontrolü” tedavileri başlatmış.
Proje gereği kurulan Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi’nde ise şu an uyguladıkları şiddet nedeniyle haklarında mahkeme kararı bulunan 103 erkek öfke kontrolü tedavisi görüyor. Sonuçlarını büyük bir merakla beklediğimiz bu çalışmanın başarılı olması durumunda ise uygulamanın tüm Türkiye’de hayata geçirilmesi planlanıyormuş.
Bu projenin şiddeti önlemede ve aile birlikteliğinin korunmasında ceza yöntemlerinden daha etkili ve başarılı olacağını düşünüyorum.
Fakat hemen her konuda olduğu gibi bu sorunda da problemin çözümü için şiddetin gerçekleşmesini bekleyeceğiz anlaşılan. Burada tedavi altına alınan erkekler, eşine karşı uyguladığı şiddet sebebiyle haklarında mahkeme kararı olanlar. Oysa; şiddet gerçekleşmeden bu çalışmalar yapılsa ne de güzel olur.
Aslında bu bile çok geç kalmış bir uygulama olacaktır. Bu tür eğitim ve tedavi yöntemleriyle insani değerlerin toplumsal bir bilinç olarak çok daha küçük yaşlarda çocuklarımızın akıllarına, kalplerine aşılanması gerekli.
Bir son not olarak da sorunun başka bir boyutundan yani kadın tarafından bakalım.
Yapılan bir ankette “yemeği yakarsa, kocasıyla tartışırsa, çok para harcarsa, çocuk bakımını boşlarsa, kocanın dövmeye hakkı olduğunu” söyleyen kadınlara ne demeli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.