Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Güneşe Doğru

Güneşe Doğru

Karanlıklar kayboluyor. Güneş doğuyor. Dünyanın en büyük medeniyeti sanat: insanlığa huzurun başlangıcı aydınlık çağ başlıyor. İnsanlar nefes alıyor. Zulüm çarklarının saltanatı yıkılmaya başladı.

Fatih’le birlikte Dünya yeniden yapılanıyordu. İnsanlık İstanbul’a dönmüş, Fatih Sultan Mehmet’i izliyordu. Dünyaya yeni bir model olmuştur. İstanbul ile başlayan aydınlanma 3 kıta 7 denize yayılmıştır. Sömürü yerine hizmet, zulüm yerine adalet, düşmanlık yerine barış. İnsanlarla birlikte yaşayanların bakımı iaşesi sağlanmış, vakıflarla insanın insana yardımlaşması, gönül köprüleri kurulmuştur.. mazlumların, çaresizlerin, yolda kalanların, hastaların, gariplerin, yetimlerin sahibi Allah, Sultan Fatih’i vesile etmişti .Dünyanın gözü İstanbul’a çevrilmiştir. Dünyadan hizmeti esas alan müjdesi, öbür dünyasında Allah’ın müjdelerine erişmek için insanlığın kurtuluşu için, gönüllüler orduları, insanlık mimarları, alimler, ilim insanları, İstanbul baştan itibaren dalga dalga dünyanın en büyük imparatorluğunu kurdular.
Irk, dil, mezhep, din farkı gözetmeden Osmanlı bütün insanları adaletle, Allah için kucakladı.

Türk, Ermeni, Rum vs. ehliyet esas alınarak köklü bir sistem oluştu. Aç açık kalmıyor. Aşevleri, vakıflar, hayratlar, yoncalar vs. bütün müesseseleri ile Allah rızası için hizmetler zamanında, adil olarak yapılıyordu.
İslam’da şehirlerin merkezlerinde ulu camiler, Hristiyanlarda kiliselerin olması bir gelenek ve kuraldı.
İslam’daki kurala göre bir yer fetih edilerek savaşla alınırsa en büyük kilisesi ulu cami olurdu. Savaş yapılmadan alınan yerlerde en büyük merkez kiliselere dokunulmaz, yeniden cami inşa edilirdi.
Ayasofya da fetihle savaşarak alındığı için tercih edilmiş, Ayasofya ismi bile değiştirilmeden restore edilerek İstanbul’un ulu camisi bir sembol olmuştur

İslam tarihinde ’de Hz. Ömer zamanında yaşanmıştır. Kendilerinin teslim olan yerlerde her yer eski haliyle devam etmiştir. Savaşta alınan yerlerde en büyük kiliseler ulu camii olmuştur.
Ayasofya da cami olduğu halde orijinal yapısına dokunulmamıştır.
Namazlarda kıbleye gelen yerler de dokunulmadan üzerleri kapatılmıştır.
İstanbul’un fethi ile birlikte 1934’e kadar cami olarak kullanılmıştır.
Eskiden olduğu gibi cami olarak Müslümanlar ibadet edilmiştir. Ama Hristiyanları, Musevilere bütün din ve mezheplere hatta dinsizlere bile insan olması yeterli görülerek ziyarete açılmıştır.

Fatih’in kosntantinepolisindeki Ayasofya’yı cami yapması, bağımsızlığın ve özgürlüğün simgesidir.
Ayasofya dışındaki hiçbir kiliseye dokunulmamıştır. Hatta nereye istenmişse oraya kilise yapılmıştır.
Osmanlının yıkılışı ile birlikte başta Yunanistan olmak üzere camiler kilise yapılmıştır. Daha acısı yerle bir camiler yıkılmış yerine başka şeyler yapılmıştır. Camiler bombalanmıştır. Müslümanlar katledilmiş, sürülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti hiçbir kiliseyi cami yapmadığı gibi 300’ün üzerinde kilise onarılmış ve yeniden yapılmıştır. En son örneği Sümela Kilisesidir.

Ayasofya bütün insanlığa 24 saat açıktır.
Acaba Osmanlı yıkıldığında yüzlerce cami yıkılırken, yok olurken; kafe, eğlence yerlerine vs çevrilirken, emperyalist zulümler yapılırken kimsenin yüreği acımamıştır.
Peygamberlerle birlikte bütün dinler İslam’dır. Bütün peygamberler peygamberimizdir. Hz. İsa, Hz. Musa, Hz. Muhammed peygamberimizdir. Son peygamber Hz. Muhammed olduğu için peygamber olduğundan onun bize getirdiği kurana ve sünnete göre amel ederiz. İstanbul’un fethi peygamberimizin müjdesidir

Ayasofya, bugün başka güzelsin.
Biz yaşatırız, imar eder, hizmet eder, muhafazasını Allah’tan bekleriz. Biz kiliseleri yıkmayız, dinlerinden dolayı öldürmez, sürmeyiz. Biz huzur, barış, hizmet için varız.
Ayasofya’nın açılışıyla mazlumlarının yüreklerinin çırpınışını hissediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR