Hafta başı medyada yoğun olarak paylaşılan bir içerik gördüm. Konu elbette Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Mansur Yavaş olarak ön plana çıkarılmıştı. Söz konusu içerikte ise; Ankara'da Büyükşehir Belediyesi’nce Konya yoluna dikilen ağaçların hemen hemen hepsinin kurumuş olması ve kaderine terk edilmiş olmasıydı. Ek olarak belirtmek isterimki; olay yerine gidip inceleme imkanım olmadı. Haberlerden ve sosyal medyadan topladığım bilgiler eşliğinde, yazımı paylaştım.
Ayrıca ilgili haber içeriğinde de; bir Meclis üyesinin Mansur Yavaş ile ilgili söylemlerini gördüm. Söylemlerinde; Mansur Yavaş’ın, Belediye bürokratları tarafından kandırıldığını ve Milli Servetin çöpe gittiğini ifade etmiş.
Eleştirmek istemem ama kendimi buna mecbur hissediyorum. Keşke Milli Servetin çöpe gittiğini, “çürümeye yüz tutan” Ankara Park için de söylemek durumunda olsalardı. Milyarlarca para harcanıp, hiç görmediğimiz ihaleler ve projeler için de seslerin yükseltildiğini görebilseydik.
Bu sadece Ankara’nın değil, tüm Türkiye’nin sorunu. Ben 24 yaşıma kadar geldiğim süre içerisinde; herhangi bir eleştirinin sağlıklı olduğunu görmedim. Sanırım bundan sonrası için de çok parlak görünmüyor.
Gerçekleri görmemek ve gerçekleri konuşmamak için daha nasıl bir yol izlemek gerekiyor bilmiyorum ama… Ülke olarak, hangi şehirde olursak olalım. İktidar ve muhalefet arasında oluşan eleştiri kanalının iyi kullanılmasından yanayım.
Daha önceki yazılarımda da sıkça bahsetmiştim. Gerçekleri görelim ama kör kalmamak için çabalayım. Eleştiri yapıyorsak, geçmiş döneme yönelik “olumlu ve olumsuz” ana başlıkları ele alalım. Ve diyelimki; en azından ağaç dikilmiş. Maket değilmiş…