İnsanoğlu dünyaya geldiği ilk andan itibaren iletişimin içerisine kendisini atar. Bireylerin doğru iletişim biçimlerini öğrenmesi beraberinde doğru algıyı, doğru iş gücünü, doğru anlaşılmayı getirecektir. Doğru iletişim, iletişim sürecini ve sonucunu belirler. Geçmişten bugüne savaşta, barışta, günlük hayatımızda iletişim hep var olan bir olgudur. Hayatımızın her alanında olan ve gücünü hiç kaybetmeyen iletişimin kaynağındaki sorunlar, iki ülkeyi bile birbirine düşman edebilir. Bakıldığında savaşların temel noktasının da iletişimsizlik olduğu görülmektedir. 
İletişim duygu, düşünce ve hislerimizi karşı tarafa aktarma sanatıdır. İki insanın birbirini anlaması ve bu doğrultuda hareket etmesidir. Fakat günümüze bakıldığında bireyler ne istediğini direkt olarak söyleyemiyor. Kelime oyunları, cümleler arasına saklanma, doğrusunu söylemem gerekirse gibi birçok söz edebiyatı yapılıyor. Günümüzün teknolojik rahatsızlığı olan iletişimsizlik bireylerin tutum, davranış ve ön yargılarıyla biçimleniyor. Gerek sözlü gerekse yazılı iletişim olmak üzere her iki biçimde de iletişimsizlik gözle görülür düzeyde. Bunun yanında kitle iletişim araçlarının yaygın bir şekilde hayatımızda kullanılıyor olması iletişimsiz toplumu beraberinde getiriyor. 
Günümüz şartlarında iletişimsizlik incelendiğinde bireylerin yüz yüze iletişimden yeteri kadar uzaklaştığı görülmektedir. Yüz yüze iletişimin azalması yazılı iletişimi artırsa da bireyler arasındaki ilişkileri zayıflatmaktadır. Azalan ilişkiler toplum sorunlarına, anlayışsız ve stresli bir insan yapısına dönüşmektedir. Bireylerin gerek özel hayatı gerekse de iş hayatı iletişimsizliğin getirdiği problemler yüzünden zorlaşmaktadır. Sorunları konuşarak çözememek daha fazla soruna, çözümsüz bir hayata dönüşmektedir. 
Kullanılan kitle iletişim araçları bireyleri asosyalliğe iterken aynı zamanda bireyleri ben merkezci bir yapıya dönüştürmektedir. İletişimsizlikle savrulan birey ast-üst ilişkisi içerisinde iç çatışmalar yaşamaktadır. Bireyin yaşadığı iç çatışmalar ise depresyon, kaygı bozuklukları, kişisel hayatta cümle kuramama ve yalnızlığı tetiklemektedir.
Çağımızın modern rahatsızlığı olan iletişimsizlik, bireyleri yalnızlığa itmekte, sağlıklı iletişim yollarından da epeyce uzaklaştırmaktadır. Birey karmaşa içerisinde savrulmaktadır. Günümüz medyasında kullanılan kitle iletişim araçları asosyal bireylerin daha fazla çoğalmasını sağlamakta, birey doğru ve yanlış ayrımı yapamamaktadır. 
Sağlıklı iletişimin sağlanabilmesinin ilk kuralı İletişimsizliğin kaynağına inmek. İletişimi anlamlandırmak. Doğru iletişim, doğru ve sağlıklı ilişkileri ortaya çıkaracaktır. İletişim, kurduğumuz sözcüklerden çok daha fazlasını içerisinde barındırmaktadır. Bu sebeple ikili ilişkilerimizde daha anlaşılır kelimeler kurmak sağlıklı iletişimin kapısını aralayacaktır. Doğru iletişim kuran birey aynı zamanda doğru dinleyici de olmak zorunda. Doğru dinleyici, doğru anlayacağı için doğru iletişim gerçekleşecektir. Bu iletişim şekli, iletişimsiz topluma ışık olacaktır. Sonuç olarak, günümüz şartlarının tek sorunu doğru anlayıp doğru dinleyememek. Tüm bireyler doğru iletişim tekniklerini öğrenmek için çabalasa dünya daha yaşanılır bir yer olurdu.