İnsanlar nasıl bir kişiliğe sahipse o şekilde gözükmelidir veya nasıl gözüküyorlarsa ona yakışır olmalıdırlar. Aksi takdirde iyi insanlar ise kıymetleri bilinmez, kötü kimseler ise haddinden fazla kıymet kazanırlar ve zarara uğratırlar. Bu nedenledir ki bazı kavramların herkes tarafından kullanılır olması toplumda güveni zedeler.

Günümüzde birçok ciddi kavram önemini ve ağırlığını kaybeder oldu. Bunlardan birisi de muhafazakârlık kavramıdır. Herkesin dilinde bir muhafazakârlık söylemi bulunuyor. Tanım olarak muhafazakârlık, var olan durumu koruma amacını güden düşünce tarzı. Toplumun değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan sağ kanat siyasi ideolojidir. Bu kavramın her kesim tarafından dillendirilmesi içinin boşalmasına ve öneminin yok olmasına neden oluyor.

Bu günlerde top modellerin dahil toplumun uç kesimleri bile kendini muhafazakâr olarak ifade ediyor. Keşke ciddi manada muhafazakârlık kavramının çatısı altında birleşebilsek. Bu o kadar güzel bir şey olurdu ki bununla övünebilirdik. Ne yazık ki muhafazakârlık kavramı çoğu zaman samimi bir söylem olarak dillendirilmiyor. Kendini bir yerlere kabul ettirmek, saygı ve kabul görmek niyetinde olan kimseler muhafazakârlık kavramının ardına gizleniyor. Hal böyle olunca da bu kavramın gücü ve etkisi ortadan kalkıyor.

Ne güzel kelamdır samimiyet. Samimiyetin içende doğruluk, dürüstlük, yakınlık, sıcaklık, saflık ve içtenlik vardır. Böylesine birçok kavramı içende barındıran bir kelimeyi kullanmak için birden fazla defa düşünmek gerekir. Bu kelimenin ağırlığı altında ezilmemek için iyi idrak etmek lazım. Kötü niyetli insanları da bu sözün arkasına saklanarak kendini aklaması insanlar arasında güvenin kaybolmasına yol açıyor.

Sözle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitne gibidir. Yalan Kur’an-ı kerimde de, hadis-i şeriflerde de büyük günah olarak bildirilmektedir. Doğru ve dürüst olmanın vurgulandığı Hadis-i şerifte, “Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise, cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise cehenneme götürür” denmiştir. Peygamber efendimiz, yalan söyleyenin ağzının bir taraftan kulağına kadar demir çengelle yırtılacağını, diğer tarafa geçildiğinde, önceki yırtılan tarafın iyi olacağını, sonra iyi olan tarafın tekrar yırtılarak bu şekilde kıyamete kadar, kabrinde azabın devam edeceğini bildirmiştir.

Mevlana Celaleddin Rumi “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol” demiştir. Dinimiz biz Müslümanlardan doğru, dürüst ve güvenilir olmamızı ister. İnsanları aldatmayı, hile yapmayı yasaklar. Riyakar olmak dinimizce uygun sayılamaz. İki yüzlülük ve sahtekarlık doğru bir davranış değildir. Mevlana’nın bu sözü ile insanlara karşı dürüst olmamız, onları olmadığımız şekilde davranarak aldatmamamız tavsiye edilir.