DEVLETİ ELE GEÇİREN TÜMÖR!
Bilindiği üzere 17 aralık 2013'ten bu yana gündemimizde ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanımızın ‘paralel’ diye adlandırdığı, İttihat ve Terakki zihniyeti taşıyan bir yapı var. Dost görünüp sinsice Devletin hemen hemen bütün organlarını ele geçirecek kadar örgütlenmiş bu yapı, çıkar ilişkileri mevzu bahis olunca artık iktidarı devirme zamanı gelmiştir diyerek, sukuneti bozmak ve ülkede karışıklıklar çıkarmak adına gezi olaylarıyla düğmeye basmış bulundular. Kimileri bu süreçte tarafsız kaldı, kimileri mücadele etti ve kimileri de onlardan yana taraf oldu. Herşey bir yana ülke olarak ayrışma içerisinde bulduk kendimizi.
Gülen örgütü, bu ülkede muhafazakâr olan hemen hemen herkesten destek aldı belli bir dönem. Verdiği destekten dolayı pişman olan var olmayan var. Fakat pişman olanların sayısı oldukça fazla. Artık herkes bir taraf oldu ve safını belli etti. Özellikle şu son olaylarda, Charlie Hebdo olaylarının da ülkemize sirayeti, Milli ve Dini değerlerimizi ayaklar altına alanlara alkış tutmalarıyla da şimdiye kadar bir taraf olamamış ARAF’ta kalan kesimde gerçekleri idrak edip, bu örgüte karşı, diğer safta yerlerini almaya başladılar.
Gülen örgütünü bir vücut olarak düşünürsek, bu vücudun beynini bir virüs ele geçirmiş ve kontrolü hakimiyetine almış durumda. Beyin ne emrederse vücut onu yapıyor. Aslında eli ayağı sağlam bir vücut. Fakat beyin tüm uzuvlara hükmettiği için, diğer uzuvlar da yapılanlardan sorumlu oluyor.
Gülen örgütünü tabanıyla ele geçiren bu virüs, yani "paralel yapı" cemaatin ve dinin gücünü kullanarak gayri meşru yollarla hükümeti indirmek istedi. Bu durumu ilk zamanlarda Recep Tayyip Erdoğan haricinde kimse tam olarak idrak edemedi. Meydanlarda sesi kısılıncaya kadar hakikatleri anlatarak milletini ikna etti bu acı gerçeğe.
Bu örgütün hedefi, üç dönem iktidarda kalmayı başarmış, Osmanlı ruhunu yeniden canlandıran ve bir asırlık zulmü sonlandırma çabası içerisinde gönüllere taht kurmuş olan lider, Recep Tayyip Erdoğan'dı. Fakat bu hedefi gerçekleştirmek isteyen paralel yapı hedefine ulasmış olsaydı, bundan sonra gelecek her iktidar, kendilerinin menfaatine aykırı hareket ettiği zaman rahatlıkla gayri meşru yollarla indirilecekti. Aslında hedef sadece mevcut iktidar da değildi. Asıl hedef ülkeyi her zaman kendi istedikleri gibi yönlendirip bir kukla halinde birilerine servis etmekti. Bu hedefe ulaşmaları ülke adına facia olacaktı. Bunu engelleyebilecek tek lider de şüphesiz Recep Tayyip Erdoğan'dı, Nitekim öyle de oldu. Eğer engellememiş olsaydı, oluşacak manzara ne Türkiye adına ne de İslam dünyası adına iyi olmayacaktı. Ve artık sona yaklaştıklarının farkında olan bu örgüt, nasılsa kendi istedikleri doğrultuda başarılı olamadıkları için, seçime az kala bu vakitte, çok büyük ve yıkıcı, kırıcı eylemler planlamakta ve yahudilerin benimsemiş olduğu ‘’bize kalmadıysa kimseye kalmasın’’ düşüncesi ile ülkeyi tahmin bile edemeyeceğimiz kaosa sürükleme planları yapmaktalar. Her an herşeye hazırlıklı olmalıyız. Çünkü karşımızda ihtirasları uğruna, aklımızın alamayacağı, hayal dahi edemeyeceğimiz kötülükleri yapma potansiyeline sahip bir yapı var.
Bu değerlendirmeleri sonlandırırken sizlerle şunları paylaşmak istiyorum;
Şu an gerçekleştirilen mücadelede herkes iyice düşünmeli ve bu paralel yapının ülkeyi kendi ihtirasları uğruna ne hale getirebileceklerini görmeli ve bununla beraber paralel yapıyla mücadelede iktidara destek vermeli. Çünkü bugün paralel yapı bitirilmezse, yarın gelecek iktidarların, sağcı ya da solcu farketmeksizin hepsini kendi istek ve arzularına göre yönetmek isteyecek, Türkiye Cumhuriyetini kendi sirk alanlarına döndüreceklerdir.
Bu zorlu mücadele de, mevcut iktidarı desteklemeseniz dahi, ülkemizin ve milletimizin Devlet-i Aliyye’ de olduğu gibi, sulh içinde varlığını sürdürmesi ve evlatlarımızın geleceği için, huzurumuzu bozmak isteyen iç ve dış etkenlere karşı ferasetli olmalı ve bu hainlik içinde olanlara karşı canımız pahasına mücadeleyi bırakmamalıyız. Bu mücadele kişi ya da kişilere isnat edilmeden Ülkemizin bekası için sürdürülmeli ve bu Tümörü kökten temizleyecek hekim tarafında safımızı almalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.